10 Haziran 2004 yılında TBMM’ inde kabul edilen ve 26.06.2004 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 9. Yılı kutlanmaktadır.
Eldeki resmi verilere göre geçen bu sürede;
1523 Özel Güvenlik Şirketi,
746 Özel Güvenlik Eğitim Kurumu,
59.599 Özel Güvenlik İzni Alan Yer,
1.022.880 Özel Güvenlik Sertifikası Alan Kişi,
582.404 Özel Güvenlik kimlik alan kişi,
238.767 Aktif görev yapan Özel Güvenlik Görevlisi bulunmaktadır.
Özel Güvenlik Şirket, Eğitim Kurumu ve Özel Güvenlik Görevlilerinin yasanın yürürlüğe girdiği tarihte Şirket/Eğitim Kurumu faaliyet izin belgesi harç bedeli olarak 10.000.00 TL ve Özel Güvenlik İzni/Kimlik Belgesi Harcı bedeli 200,00 TL olup her yıl belli miktarda artan oranlarla bugüne kadar devlete azımsanmayacak miktarda harç bedeli ödendiği değerlendirilmektedir.
Ayrıca şirketlerin faaliyetleri çerçevesinde KVD, SSK Primi ve gelir vergisi olarak da devlet bütçesine önemli katkı sağlanmıştır.
Yurt genelinde istihdam edilen Özel Güvenlik Görevlisi ve yöneticisi olarak da azımsanmayacak sayıda kişi istihdam edilmiştir.
Halen ülkemizde 81 ilde hemen hemen tüm alanlarda Özel Güvenlik Hizmetleri verilmektedir.
Özel Güvenlik sayısı polis sayısına ulaşmış ve hatta geçmektedir. Bu olgu ve Özel Güvenliğin genelde sahada hizmet vermesi nedeniyle bugün sade vatandaş günlük yaşamında polisten çok Özel Güvenlik Görevlisi ile karşılaşmaktadır.
Özel Güvenlik teknik açıdan öncelikle kendi yasası olan 5188 sayılı kanuna tabii olmakla, hizmet alımı ve benzeri konularda diğer birçok açıdan başka yasalara da tabii olmaktadır.
Bu niteliği itibariyle de uygulama sürecinde başta ilgili yasayı yürüten makam olan İçişleri Bakanlığı-Emniyet Genel Müdürlüğü olmakla, diğer bazı Bakanlık ve Kurum Kuruluşlarla da bağımlı/irtibatlıdır.
Bu sektörün iş ve işlemlerinin yürütülmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Özel Güvenlik Daire Başkanlığı ile Özel Güvenlik Denetleme Dairesi adlı 2 yeni birim kurulmuştur.
Bu süreçte işveren ve çalışanlar olarak çeşitli illerde Dernek, 2 Federasyon ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde bir Özel Güvenlik Hizmetleri Meclisi olmak üzere sivil toplum kuruluşları oluşturulmuştur.
Sendikalar kanununda yapılan son değişikliklerle “Savunma ve Güvenlik” bölümü altında özel güvenlik görevlilerinin/iş verenlerin de Sendika kurmasına imkânı sağlanmıştır.
Bu gelişmeler doğrultusunda Özel Güvenlik Görevlisi/çalışanlar ve işverenler sendikaları kurulduğuna dair basında haberlere yer verilmektedir.
Yasanın ilk yürürlüğe girdiği dönemde, ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren bazı yerlerde kısmen uygulanmakta olan Özel Güvenliğin ülke geneline yayılmasına imkân veren düzenleme üzerine, “Güvenlik özele verilir mi?” , sorusu çerçevesinde bir takım felsefi tartışmalar yapılmış ve bazı noktalarda itirazlar olmuş ise de, zamanla bunlar azalmış ve geçen süreçte bu uygulamalara alışılmış ve genelde de kabul görmüştür.
Bu gelişim doğrultusunda artık bugün Özel Güvenliğin varlığının sorgulanmasından ziyade kalitesinin artırılması yönünde görüş ve öneriler yapılmaya başlanılmıştır.
Anılan yasanın uygulanması süreciyle, yaşam için kolaylık sağlayan ve mesleki açıdan “güvenlik sistem ve cihazları” tabiri altında adlandırılan her türlü elektronik araç ve gerecin güvenlik hizmetlerinde kullanımı hacmi artmış ve uygulama alanı oldukça yaygınlaşmıştır.
Bu olgu da ekonomiye artı bir değer kattığı gibi alınan güvenlik tedbirlerinde insan ve cihaz kullanımı artık birlikte değerlendirilir ve kullanılır olmaya başlanılmıştır.
Yine, yasanın yürürlüğe girdiği ilk zamanlarda yaşanan bir takım olumsuzluklar nedeniyle çeşitli eleştiriler olmuş ve Özel Güvenlik Görevlilerinin eğitiminin yeterliliği sorgulanmaya başlanmıştır.
Bu konularda yapılan araştırmalar, sivil toplum kuruluşlarının önerileri ve resmi kuruluşların tespitleri doğrultusunda yasada bazı değişiklikler yapılması ihtiyacı duyulmuş, bunların bir kısmı gerçekleşmiş, ancak yeni taslak çalışmaları da sürdürülmektedir.
Son zamanlarda, Özel Güvenlikle ilgili yapılan seminer ve konferans etkinliklerde kısmı azalmalar olduğu, gerek özel güvenlik görevlileri ve gerekse sivil toplum kuruluşlarında beklenti ve heyecanın azaldığı gözlenmektedir.
Bu alandaki olumsuz örneklerle ilgili eleştiriler asgari düzeye inmiş görünmektedir.
Ülkede Özel Güvenliğin tam olarak değerlendirilmesi için elde-EGM’ nin istatistikleri dışında- maalesef ne yapılmış bir araştırma, ne de veri derlenmesiyle ilgili bir çalışma ve sistem kurulamamıştır. Bu nedenle yapılan değerlendirmeler hep tahmin düzeyinde kalmakta ve bunun yeterli olamayacağı değerlendirilmektedir.
Bu konuda, öncelikle sektör sivil toplum kuruluşları olmak üzere ilgili resmi kuruluşların müştereken belirleyecekleri uygun bir yöntem oluşturularak sistemli işleyen bir mekanizma ile bu konuya öncelik verilmesi ,bir “Özel Güvenlik Bilgi Bankası” oluşturulması gerekmektedir.
Bu yapılmadığı zaman sektörle ilgili sağlıklı değerlendirmeler yapılamadığı gibi gelişmesi ve kalitenin artırılması yönünde de çalışmalar yapılamamaktadır.
Sektörün gerek ülkedeki durumu ve gerekse küreselleşen dünyadaki yerinin belirlenmesi için de diğer ülkelerle-en azında üyeliğine aday oluna-Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırılmasının yapılmasının da yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
Bu bağlamda, ülkemizden bir dernek-GÜSOD’un da üye olduğu Avrupa Özel Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu-CoESS’in hazırladığı raporları gözden geçirmek yararlı olacaktır. Anılan kuruluşun 2011 yılında hazırladığı raporu ele alındığı ve toprak büyüklüğü, nüfusu, ekonomik işlem hacimlerine göre düzenlenen aşağıdaki tabloda yer verilen veriler çerçevesindeki yapılan analizde ülkemizin genelde bu alanda belirli açılardan iyi sayılacak bir konumda olduğu gözlemlenecektir.
ÜLKE
|
NÜFUS
|
CİRO
(EURO)
|
ŞİRKET
|
ÖZEL GÜVENLİK
|
ZIRHLI ARAÇ
|
ALMANYA
|
81.802.250
|
4,39 MİLYAR
|
3700
|
168.000
|
2500
|
FRANSA
|
64.471.074
|
5,29
|
9425
|
147.00
|
2096
|
HOLLANDA
|
16.574.989
|
1.48
|
1300
|
31.543
|
X
|
İNGİLTERE
|
62.008.048
|
3.97
|
2500
|
225.000
|
3500
|
İRLANDA
|
4.467.854
|
1,2
|
280
|
20.000
|
X
|
İSPANYA
|
45.989.016
|
3,386
|
1494
|
188.018
|
X
|
İTALYA
|
60.340.328
|
2,7
|
913
|
47.858
|
1450
|
POLONYA
|
38.167.329
|
1,5
|
3200
|
200.000
|
500
|
TÜRKİYE
|
72.561.312
|
2,1
|
1212
|
170.795
|
600
|
Ancak, bu alanda şüphesiz yapılacak daha pek çok çalışma bulunmaktadır.
Bu genel değerlendirmeyi yaptıktan sonra diğer alanlara geçersek…
Önce özeleştiri: Bir sektörün/mesleğin kamuoyunda tanınması/tanıtılması öncelikle o sektör/mesleğin mensuplarına düşmektedir. Bu bağlamda, medyadan takip edildiği üzere bunu çok iyi yapanlar olduğu görülecektir. Tabii bunun için önce bir araya gelmek, yani, Dernek-Sendika şeklinde bir Sivil Toplum Kuruluşu oluşturmak gerekecektir. Yukarıdaki paragraflarda yer verildiği üzere özel güvenlik sektöründe sözü edilen kuruluşlar mevcuttur. Ancak maalesef bu konuda gerek şirket ve gerekse daha önemlisi özel güvenlik görevlisi/yöneticilerinin katılımı çok ama çok azdır. Bu alanda da sağlıklı veriler olmamakla birlikte şirketler için bu oranın ¼, görevliler açısında da binde bir civarında olduğu söylenebilir.
Küresel düzeyde sivil toplum kuruluşlarının değerleri ve önemi artarken ülkemizdeki durumun yeniden değerlendirilmesi ve öncelikle kişi ve kurum/şirket olarak öncelikle bireysel/kurumsal sorumluluğu alıp, tabir yerinde ise elini taşın altına koyup bu kuruluşlarda yer alınması gerekir.
Sadece şikâyetçi olmak, talep etmek yetmez, araştırmak, öneride bulunmak, bunların dile getirilmesi, ilgili resmi makamlara iletilmesi için bir kuruluş oluşturmak gerekir. Bu kuruluşların görevini bihakkın yapabilmesi, araştırma, çalışma, seminer ve benzeri etkinlikler düzenlemesi için de maddi kaynak temini önemlidir. Bu kuruluşlara katılmak kadar, belirlenen aidatı da düzenli ödemek de önemlidir. Bazen bir konunun düzenlenmesi için Üniversitelerden bir bilirkişi raporu alınması gerekiyor, bunun ciddi bir bedeli oluyor.
Bugün ülkemizde hangi alanda olursa olsun sesini duyurmak, talepte bulunma ve bunların kabulü için birlik/birlikte olmak artık kaçınılmazdır.
Diğer taraftan sektörle ilgili bir çalışma yapılırken gerekli verileri derlemek amacıyla yapılan taleplere doğru ve zamanında cevap vermek de gerekir.
Eleştiri:
Sektörle ilgili şikâyet ve eleştirilerin önemli kısmı yine sektörün kendi mensupları ve medyadan gelmektedir. Hizmet alanlar, bazen güvenlik hizmeti satın alırken de gerekli araştırmayı yapıp kaliteli hizmet verecek firmaları seçemedikleri/seçmedikleri gibi, genelde sadece en ucuz teklifi vereni seçilmekte, sonrasında da hizmetin kalitesizliğinden söz edilmesi mantıklı ve hakkaniyetli olmamaktadır. Daha da önemlisi standart kalitede bir hizmet alımı için olması gereken makul bütçeyi ayırıp temini cihetine gidilmemesidir. Diğer yönden, bu hizmetlerin iyileştirilmesi için de ne bireysel, ne de kendi sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla her hangi bir öneride bulunulmamaktadır. Bazı ender kuruluşlar yanında çoğu zaman şirket iç değerlendirme etkinliklerinde işin güvenlik yönünü hiç gündeme almamakta ve de özel güvenlik sektörünün düzenlediği etkinliklere katılıp öneride bulunmamaktadırlar.
Gerek kendi kurum/kuruluşlarının güvenliğinin daha iyi sağlanması ve gerekse sektörün gelişmesi için öncelikle bir “Güvenlik Bütçesi” ayrılması, sonrasında da her vesile ile bu alanda etkinlikler düzenleme/düzenlenene katılma ile talep ve önerilerini dile getirmeleri önem arz etmektedir.
Burada, büyük çaba ve özveriyle bir etkinlik düzenleyenler için de bir söz söylemek gerekir. Bu tür etkinliklerin düzenlenmesi öncesinde, gerek program ve gerekse konuşmacıları belirlemede, kararlar alınıp uygulanmaya konulmadan önce sektörün ilgili tüm taraflarıyla görüşme ve birlikte çalışma ortamı oluşturarak bunları gerçekleştirmeleri ve de konuların yeterince tartışılabilmesi için çok maddeli gündem ve çok kısıtlı süre belirlenmesi yerine, daha az gündemli ve makul süreler ayrılmasını daha verimli olacağını dikkate alınması gerekmektedir.
TESPİT: KOORDİNESİZLİK
Her iki başlık altına gireceği için sona bırakılan bir husus ta, bu mesleğin/sektörün yasasının asıl yürütücüsü olan Emniyet Genel Müdürlüğü ilgili Dairelerinin -9.Cumhurbaşkanı Sn. Demirel’in söylediği “devlet işlerinde küslük olmaz” sözü doğrultusunda-, şu veya bu nedenle düzenlenen etkinliklere katılmaktan geri kalmaması gerektiği de kaçınılmazdır.
Özel Güvenlik Sektörü ve Kamu kurumları arasında ilk başlangıçtan itibaren düzeyli bir ilişki ve işbirliği anlayışı mevcuttur. Bunun sistemleştirilerek sürekli işleyen bir mekanizma oluşturulması her açıdan yararlı olacaktır.
Verilen bilgilerden, şu an 5188 sayılı yasada değişiklik yapacak kapsamlı bir taslak hazırlandığı bilinmektedir. Bunun yasalaşması iş ve işlemlerde önemli kolaylık sağlayacağı ve belirlenen sorunların büyük kısmına çözüm getireceği değerlendirilmektedir.
Sektör umutla bu alandaki gelişmeleri beklerken geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakan’ın bir yurt dışı seyahati sırasında, “Stat ve Üniversitelerden Özel Güvenliğin Çekileceği. Onların “dalavere” yaptığı, yönündeki açıklamaları bir şok etkisi yaratmıştır. Bunun devamında da ilgili ve bazı diğer bakanların yaptığı açıklamalarla da Devletin EGM bünyesinde bir “Koruma Memuru” kadrosu oluşturma çalışmasını yaptığı, stat ve üniversitelerde bunların görev alacağı yönünde açıklamaları olmuştur.
Yukarıda da belirtildiği üzere, yasa yürürlüğe girdikten bu yana özel güvenlikle ilgili olarak genel güvenliğe olan somut katkısı, hangi alanlarda eksik-aksaklığı olduğu ve daha da önemlisi yukarıda sözü edilen ve diğer alanlarla ilgili yaşanan olaylarda özel güvenliğin bir eksikliği-yetersizliği-ihmali olup olmadığı, varsa bunlarla ilgili her hangi bir idari ve adli işlem yapılıp yapılmadığıyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadan sektörü itham edici tarzdaki ifadelerin kullanılması moralleri ziyadesiyle bozmuştur.
Bunun yanı sıra sektörde belli süredir tartışılan, içlerinde Stat ve Üniversitelerde çalışanlar da dâhil, bazı hassas alanlarda alan/uzmanlık eğitimi verilmesi yönündeki talep ve öneriler değerlendirilip uygulanmaya konulmadan yaşanan bu gelişmelerin bir yanlış bilgilendirme, anlama/algılama olduğu değerlendirilmektedir.
Bu konularda herhangi bir acil karar alınıp uygulanmaya konulmadan önce sektörün ilgili tüm taraflarıyla birlikte ele alınıp değerlendirilmesi ve bunun sonrasında yine atılması gereken bir adım varsa, bu değerlendirmeleri müteakiben yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Maalesef, ülkemizde son günlerde bazı karar ve uygulamaların serinkanlı ve sükûnetle alınıp ve uygun üslupla dile getirilmediği için hiç de iyi sonuçlar vermediği, aksine toplumda istenmeyen gerginlik ve olaylara neden olduğu yaşanarak görülmüştür.
Bu bağlamda, geniş kesimleri ilgilendiren konularda öncelikle taraflarla istişare edilmesi ve konuların birlikte ele alınıp iyi bir analiz ve değerlendirilmesi yapıldıktan sonra karar alınmasının her taraf için daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Yıl içinde, Eylül ve Ekim aylarında özel güvenlik sektörüyle ilgili ISAF ve IFSEC İSTANBUL isimli 2 Güvenlik Fuarı &Semineri düzenlenecektir. Bu fuarlar vesilesiyle sektörün değişik konularının enine boyuna tartışılması ve alınacak önemli kararlar ile uygulamaların bundan sonra yapılmasının yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
Henüz ilk 10.yıl dolmadan geçen bu 9 yılda Özel Güvenlik alanında öncelikle vatandaşlar tarafından benimsenme, kabul görme, büyüme gibi önemli gelişmeler oldu.
Önümüzdeki dönemde bu süreçte edinilen deneyimlerden yararlanılarak gerekli yasal-eğitsel ve uygulamayla ilgili yeni düzenlemelerin yapılarak daha iyi gelişmeler sağlanacağı ve özel güvenlik sektörünün yükselen bir meslek olarak hizmetlerini dünya standartlarında yerine getireceği değerlendirilmektedir.
Özel Güvenliğin 9. yılı herkese kutlu olsun…
Yusuf Vehbi DALDA
ÖGF Ynt.Krl Üyesi
|