Özel Güvenlik Hizmetleri Çalıştayı yapıldı

Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği (GÜSOD)’ un girişimi ile başlayan ve takiben T.O.B.B Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen ortak çalışma platformunda GÜSOD’ un da destekleri ile bir program çerçevesinde 2-3 Temmuz 2015 tarihlerinde ANKARA’ da Holiday Inn Otel’ de sektör taraflarının katılımları ile bir ÇALIŞTAY düzenlenmiştir. Çalıştay’ın açılış konuşmaları TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi Başkanı Hasan Gazi ÖZER ve Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanı Musa TİYEK yapmıştır.
Çalıştay’ın amacı; kamu ve özel güvenlik sektörü işbirliğinin etkin olarak tesisinin yansıra özel güvenlik sektörünü kalite odaklı ve yüksek standartları olan bir sektör haline getirmektir. Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Çalıştay’ı için 11 çalışma konusu belirlenmiştir.
KONU:1 Özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşulları ve özlük hakları
KONU:2 Kamu kuruluşlarında özel güvenlik hizmet alımları
KONU:3 Stadyumlarda ve Spor Müsabakalarında özel güvenlik hizmetleri
KONU:4 Özel güvenlik eğitimleri
KONU:5 Deniz Limanlarında görev alacak güvenlik görevlilerine ilişkin uluslar arası mevzuatlar (ISPS CODE)ile uyumlu eğitim programlarının uygulanması
KONU:6 Raylı sistem güvenliği
KONU:7 Havalimanları güvenliği
KONU:8 Özel güvenlik otomasyon sistemi
KONU:9 Özel güvenlik denetimleri
KONU:10 Alarm İzleme Merkezi Standartları
KONU:11 Para ve Kıymetli Eşya Taşama Faaliyetleri (CIT)
Çalışma konularından; Deniz limanlarında görev alacak güvenlik görevlilerine ilişkin uluslar arası mevzuatlar (ISPS CODE) ile uyumlu eğitim programlarının uygulanması, Raylı sistem güvenliği, Havalimanları güvenliği ile Para ve Kıymetli Eşya Taşıma Faaliyetleri (CIT) 2-3 Temmuz 2015 tarihlerinde Çalıştay’ ın birinci bölümünde görüşülmüştür. Diğer 7 konu ise 29-30 Temmuz 2015 tarihlerinde Bolu Gazelle Resort Otelde düzenlenen olan Çalıştay’ ın ikinci bölümünde ele alınmıştır.
Ülkemizin Avrupa Birliği üyelik sürecinde Avrupa özel güvenlik sektöründe oluşan değişim ve gelişmeleri yakinen takip etmek ve Avrupa ülkelerindeki kamu ve özel güvenlik işbirliği uyumunu referans alma ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda bu Çalıştay’ ların sektör gelişim sürecine verdiği katkı önem arz etmektedir.
ÇALIŞTAY SONUÇ RAPORU
2-3 TEMMUZ 2015 ANKARA
29-30 TEMMUZ 2015 BOLU
ÖNSÖZ
Toplumun vazgeçilmez gereksinimlerinden biri olan güvenlik ihtiyacının karşılanması; devletin temel sorumluluklarından olmakla birlikte kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette ve genel kolluğa yardımcı olarak özel güvenlik hizmetleri kapsamında sektörde faaliyet gösteren özel güvenlik görevlileri ve bu görevlileri istihdam eden kurum ya da kuruluşlarca yerine getirilmektedir. Bu durum Emniyet Genel Müdür yardımcımız Sayın Mustafa GÜLCÜ’ nün “Özel Güvenlik Hukuku” kitabında belirttiği üzere şemsiye-yağmurluk örneğindeki gibidir. Devletin yürüttüğü kamu hizmetlerini tüm toplumu kapsayan bir şemsiye olarak ele aldığımızda bazı kişiler ek olarak yağmurluk giymek istiyorlarsa giyebileceklerdir.
Özel güvenlik sektörü her geçen gün büyümeye ve gelişmeye devam eden ülkemizde 1360 özel güvenlik şirketi, 476 özel güvenlik eğitim kurumu, 332 alarm izleme merkezi ve 296.530 özel güvenlik görevlisini istihdam eden büyük ve önemli bir sektör haline gelmiştir. Özel güvenlik hizmetlerinin sağladığı fayda, sunduğu hizmetin önemi ve ulusal güvenlik hizmetine katkısını bu rakamlardan anlamak mümkündür. Ülkemizde dev bir sektör haline gelen özel güvenlik sektörünün artık bu alandaki tecrübesiyle yurtdışında da hizmet veren, hatta güvenlik cihazlarını kendi üreten bir konuma gelmesi gerekmektedir. Gelişen özel güvenlik sektörünün dünya standartlarını yakalaması ve faaliyetlerine kalite odaklı devam edebilmesi için gerek mevzuattan kaynaklanan gerekse uygulamada yaşanan sorunların bilinmesi, masaya yatırılması ve çözüm önerilerinin dile getirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Bu amaçla T.O.B.B. Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi’nce organize edilen ve ilki 2-3 Temmuz 2015 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen devamı olarak 28-30 Temmuz 2015 tarihlerinde Bolu ilinde düzenlenen çalıştayda “özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşulları ve özlük hakları, kamu kuruluşlarında özel güvenlik hizmet alımları, stadyumlarda ve spor müsabakalarında özel güvenlik hizmetleri, özel güvenlik eğitimleri,deniz limanları güvenliği, raylı sistem güvenliği, havalimanı güvenliği, özel güvenlik otomasyon sistemi, özel güvenlik denetimleri, alarm izleme merkezleri ve para ve kıymet nakli güvenliği” konu başlıklarında mevcut durum incelenerek yaşanan sorunlar dile getirilmiş ve çözüm önerileri ortaya konmuştur.
Sektör temsilcileri ve konuların muhatabı olan kurum temsilcilerinin katılımlarıyla her konunun detaylıca ele alınmasını sağlayan çalıştayın, ele alınan konu başlıklarında tespit edilen hususlar çerçevesinde yapılacak çalışmalara referans olacağına inancım tamdır.
Çalıştayın gerçekleştirilmesini sağlayan T.O.B.B. Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi temsilcilerine ve çalıştaya katılımlarıyla destek veren tüm katılımcılara teşekkür ediyor çalıştay sonuçlarının bu alandaki hizmetlerin geliştirilmesine faydalı olmasını diliyorum. Saygılarımla
Musa TİYEK
Özel Güvenlik Dairesi Başkanı
ÖNSÖZ
Kamu güvenliğinin sağlanması kanunlarla devlete verilmiş bir görevdir. Bu alanda faaliyetlerini sürdüren özel güvenlik şirketleri kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette hizmet sunmaktadırlar. Konuya ilişkin olarak 2004 yılında yürürlüğe giren 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve ilgili Yönetmeliğinin on yılı aşkın uygulamaları sonrasında tüm tarafların gayretleri ile özel güvenlik sektörümüz bu günkü başarılı seviyesine erişmiştir.
Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de özel güvenlik sektöründe günümüz ihtiyaçları paralelinde hızlı bir değişim ile birlikte hizmet kalitesi artmakta ve ayrıca kamu/özel güvenlik işbirliğinin etkin ve gelişen uygulamalarına şahit olmaktayız.
Ülkemizin milli politikası çerçevesinde Avrupa Birliği üyelik sürecinde; Avrupa özel güvenlik sektöründe oluşan değişim ve gelişmeleri de yakinen izleme zorunluluğumuz vardır. Ayrıca Avrupa Birliği ülkelerinde bu alanda uygulan standartların bizim özel güvenlik sektörümüz için de referans olabileceği hususuna dikkatlerinizi çekmek isterim.
Sektör gelişim sürecine; her platformda destek vermek üzere faaliyetlerde bulunan T.O.B.B. Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi’ miz bu alanda diğer sivil toplum kuruluşlarımız ile birlikte üstüne düşen tüm görevleri bu gün olduğu gibi yarında kararlılıkla sürdürmeğe devam edecektir. Kamu/özel sektör işbirliğinin etkin olarak tesis edilmesinin güzel bir örneği olan bu çalıştay organizasyonu; sektör sorunlarının dile getirilmesine vesile olmuştur. Sektör sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra konularına göre ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri de çok değerli katkılar sağlamışlardır.
Günümüzde karşılaştığımız değişken güvenlik sorunları ve asimetrik tehditler; klasik özel güvenlik uygulamalarından öteye farklı alt alanlarda ihtisaslaşmaya yönelmemizi de dikte ettirmektedir. Bu bağlamda bu çalıştay sonrasın da özel güvenlik alt alanlarında alan eğitimleri konusunda mesafe kat edileceğine olan inancımı bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu çalıştayın gerçekleştirilmesinde desteklerini esirgemeyen Emniyet Genel Müdürlüğümüze, Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığımıza, diğer kamu kurum ve kuruluşlardan katılan katılımcılarımıza, Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği Yönetim Kurulu ve üyelerine ve diğer sivil toplum kuruluşu temsilcilerimize şükranlarımı sunuyor, katkı ve desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum.
Hasan Gazi ÖZER
T.O.B.B Türkiye Özel Güvenlik
Hizmetleri Sektör Meclis Başkanı
ÖNSÖZ
5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve ilgili Yönetmeliğinin on yılı aşkın uygulamaları sonrasında görüldüğü üzere; sektördeki artan istihdam boyutu, güvenlik anlayışında oluşan değişimler ve büyüyen/gelişen ihtiyaçlar; özel güvenlik sektöründe yeniden yapılanmayı zorunlu hale getirmiştir. Bilindiği üzere, halen ülkemizde; 70 binin üzerinde özel güvenlik izni verilmiş mekanda, 300 bine yakın özel güvenlik görevlisi görev yapmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise; 60 000 özel güvenlik şirketinde 2.2 milyon özel güvenlik görevlisinin istihdam edildiğini görmekteyiz.
Devlet; güvenlik konusunda asli görevlerini icra ederken, özel güvenlik şirketleri tarafından tamamlayıcı mahiyette sunulan güvenlik hizmetlerinden azami oranda yararlanması asli görevlerine odaklanmasını kolaylaştıracaktır. Ayrıca kamu ve özel güvenlik sektörünün uyumlu çalışması ve işbirliğinin etkin olarak tesis edilmesi ekonomik büyümeyi gerçekleştirdiği gibi, sektörü kalite odaklı ve standartları olan bir sektör hüviyetine de kavuşturacaktır.
T.O.B.B. Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı ve Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) birlikteliği ile ortak bir çalışma platformunda çalışma grupları oluşturarak özel güvenlik sektöründe önem arz eden on bir konunun değerlendirildiği Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Çalıştayı’ nın ilk bölümünü 2-3 Temmuz 2015 tarihlerinde Ankara’ da ikinci bölümünü ise 29-30 Temmuz 2015 tarihlerinde Bolu’da sektör taraflarının ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının katılımları ile icra ettik.
Derneğimiz bir anlamda gelenekselleştirdiği bu çalıştay programları ile sektör gelişim sürecine önemli katkılar sağlarken sektör tarafları arasında ahenkli ve koordineli çalışma ihtiyacını da karşılamaktadır. Bu bağlamda elde edilen tüm sonuçların sektör taraflarına referans olmasını temenni ediyorum.
Çalıştay’ın gerçekleştirilmesinde bizlerden desteklerini esirgemeyen T.O.B.B.Türkiye Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi Başkanı’na, EGM Özel Güvenlik Dairesi Başkanı ve Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı personeline şükranlarımı sunuyor, katkı ve desteklerinden ötürü tüm katılımcılarımıza ve sponsorlarımıza şahsım, Yönetim Kurulumuz ve üyelerimiz adına teşekkür ediyorum.
E.Murat KÖSEREİSOĞLU
Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği Başkanı
ÇALIŞTAY KONULARI VE MODERATÖRLERİ
ÇALIŞTAY KONU 1 : Özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşulları ve özlük hakları
MODERATÖR :E.Murat KÖSEREİSOĞLU
ÇALIŞTAY KONU 2 : Kamu kuruluşlarında özel güvenlik hizmet alımları
MODERATÖR :Hasan Gazi ÖZER
ÇALIŞTAY KONU 3 : Stadyumlarda ve spor müsabakalarında özel güvenlik hizmetleri
MODERATÖR :Zihni ÇELİK
ÇALIŞTAY KONU 4 : Özel güvenlik eğitimleri
MODERATÖR :Cem ORÇUN
ÇALIŞTAY KONU 5 : Deniz Limanlarında görev alacak güvenlik görevlilerine ilişkin uluslar arası
mevzuatlar (ISPS Code) ile uyumlu eğitim programlarının uygulanması
MODERATÖR :Sefa BAŞATLI
ÇALIŞTAY KONU 6 : Raylı sistem güvenliği
MODERATÖR :Zihni ÇELİK
ÇALIŞTAY KONU 7 : Havalimanları güvenliği
MODERATÖR :Turgay ŞAHAN
ÇALIŞTAY KONU 8 : Özel güvenlik otomasyon sistemi
MODERATÖR :Onur KOCA
ÇALIŞTAY KONU 9 : Özel güvenlik denetimleri
MODERATÖR :Beri KORONYO
ÇALIŞTAY KONU 10 : Alarm izleme merkezi standartları
MODERATÖR :Sinan KARAMAHMUT
ÇALIŞTAY KONU 11 : Para ve kıymetli eşya taşıma faaliyetleri (CIT)
MODERATÖR :Sarp TARHANACI
ÇALIŞTAY KONULARI VE ÇALIŞMA SONUÇLARI:
ÇALIŞTAY KONU 1 : Özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşulları ve özlük hakları
Görüşülen konular, değerlendirmeler:
Özel güvenlik görevlilerinin çalışma koşulları ve özlük hakların konusuna ilişkin olarak çalışma grubu üyeleri aşağıdaki hususları gündeme getirmişlerdir.
Vedat YOLA: Özel güvenlik sektörü faaliyetlerinin geçmişte 2495 sayılı yasa ile ve günümüzde ise 5188 sayılı yasa kapsamında icra edildiğini belirterek, bu yasaların; çalışanların sorumluluklarını belirlerken haklarını ve imtiyazlarını içermediğini ifade etmiştir. “ 5953 Sayılı Basın İş Kanunu” ve “854 Sayılı Deniz İş Kanunu” gibi bir özel güvenlik sektörü için benzer bir yasal düzenlemenin gerekliliğini dile getirmiş ve 5188 sayılı yasanın bir meslek kanununa evrilmesi gerektiğe işaret etmiştir.
Özel güvenlik sektöründe çalışma şartlarının zorlukları, sorunlar;
-Asgari ücret ödemesi yapılarak günlük 12 saat çalıştırılması,
( Kurumsal olmayan çoğu şirket ücreti yüksekmiş gibi gösterip işe alma aşamasında her şey dahil olarak rakam telaffuz etmekte ve mesai ücreti ödemeksizin 12 saatlik vardiyalarda personeli çalıştırmaktadırlar.)
-Kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmemesi,
(Belirli süre çalışmış olan özel güvenlik görevlileri birikmiş kıdem tazminatlarını alabilmek için yasada belirlenmiş (1475/14) süre kadar çalışmakta ve kıdem tazminatlarını alarak özel güvenlik görevini meslek olarak görmediklerinden dolayı başka sektörlere yönelmektedirler)
-Yasal olmamasına rağmen özel güvenlik görevlileri daha işe başlarken kendilerine imzalatılan boş belgeler, senetler ve şirketlerce düzenlenen diğer belgeler nedeniyle daha ilk günden itibaren borçlu olarak başlamaktadırlar.
-Yaş nedeniyle iş başvurularının geri çevrilmesi iş bulma şanslarının azalması,
-Özel güvenlik görevlisi ücretlerinin avans vb. şekilde parçalanarak ödenmesi,
-Güvenlik ve koruma hizmeti dışında farklı işlerde çalıştırılmaları,
-Fazla mesai, bayram ve resmi tatil ücretlerinin eksik ödenmesi,
-Sosyal güvencelerinin olmaması,
-Silahlı özel güvenlik hizmetinde görev yapan personele silah tazminatı ödenmemesi,
-Yıpranma hakkı denilen fiili hizmet zamlarının olmaması,
-Özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmak üzere gerekli şartları sağlayanlar özellikle büyük şehirlerde gerek yaşam şartları ve gerekse çalışma koşullarından dolayı özel güvenlik görevlisi işini bir meslek olarak görmemekte ve belli bir yaştan sonra yeni iş arayışlarına yönelmektedirler.
(Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı güncel verilerine göre sertifika sahibi 1.017.580 özel güvenlik görevlisi adayından 686.616 sının kimliği vardır. (%67) ve hali hazırda bunların 270.846 i (%39,5) ise sektörde fiilen görev yapmaktadır. Rakam aralıklarının bu kadar yüksek olması sektörün içinde bulunduğu çıkmazı açıkça göstermektedir.)
Özlük Hakları
Özel güvenlik görevlisi olarak görev yapanlar; her ne kadar 5188 sayılı kanuna tabi olarak istihdam ediliyorlarsa da 4857 sayılı iş kanunu kapsamındaki iş akdi ile işe alınmaktadırlar. Bu kişilerin özel güvenlik görevlisi olarak görev yapabileceklerine dair kimlik sahibi olmalarına rağmen düz işçi muamelesi görmelerine, mesleki eğitim ile ilgili yasa kapsamında gerek çalışma ve gerekse ücretlerinde iyileştirme yapılarak özel güvenlik mesleğinin ayrı bir meslek olarak işlem görmesi ve imtiyazlı duruma getirilmeleri gerektiği kanaatindeyiz. Bu kapsamda 5188 sayılı kanunda sektörü cazip kılacak ücret ayarlaması ve 5510 sayılı kanunun 40. Maddesine yapılacak düzenlemelerle yıpranma süresi ile ilgili iyileştirme vb. yapılabileceği düşünülmektedir.
Profesyonel bir meslek olarak özel güvenlik sektöründe hizmet veren çalışanlar bazı özel nitelikler gerektiren bir iş yaptıklarından maktadırlar, zor bir meslek grubu içinde yer almaktadırlar.
Özel güvenlik şirketleri istihdam yönünden iş kanuna tabidir. Çalışan özel güvenlik görevlileri de iş kanunu kapsamında işçi statüsündedirler.
İş sözleşmesi kapsamında özel güvenlik görevlilerinin haklarının neler olduğu konusunda bazı özel güvenlik şirketleri yeterli bilgilendirmeler yapmaksızın iş sözleşmesi şekil ve şartlarına uygun olmayan sözleşmelerle bu kişileri çalıştırmaktadırlar. (4857/8)
Çalışanların ücretlerinin ne olduğu, ne şekilde ödeneceği ve ne zaman ödeneceği konusunda bilgilendirme yapılmalıdır. (4857/32..40)
Haftalık çalışma süresi, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram günlerinde çalışma, ulusal bayram günlerinde çalışma ücreti konusunda çalışanlar bilgilendirilmelidirler. (4857/41..47)
Yıllık izinin ne zaman hak edileceği, yıllık izin süreleri konusunda bilgilendirilmelidirler. (4857/53..60)
Çalışma süreleri, günlük çalışma süresi, ara dinlenme süreleri konusunda bilgilendirilmelidirler, (4857/63..69)
Onur KOCA: Aşağıdaki belirtilen konuları dile getirerek ve tekliflerini çalışma grubuna yazılı olarak sunmuştur.
-Sektörde çalışan firmalar için eşit rekabet şansını sağlamak devletin görevidir ve bu görevini “Denetim”ler yaparak yerine getirmelidir. Bu denetimlerin sıklaştırılması sayesinde mevzuata uygun çalışmayan firmaların hayatı zorlaştırılabilir. Bir diğer alternatif ise kurallara tam uyan firmaların ödüllendirilmesi de olabilir, örneğin SGK primlerinde %5 indirim uygulanabilir.
-Toplumun bu iş tanımına, bu sektöre ihtiyacı var ise ve bu işin yerine getirilmesi için temel görevleri tanımlanmışsa (5188 sayılı yasa da tanımlanmıştır) ve sonuç olarak da bu iş diğer işlere göre daha zor ve daha riskli ise (polis, asker gibi) bu durumda bu sektörü çalışanlara cazip kılacak bir takım teşvikleri de tanımlamalı (örneğin erken emeklilik, tatil hakkı, fazla mesai teşvikleri v.b).
-Çalışanlara yasal mevzuata tam uygun olarak haklarını temin eden şirketler dahi özellikle işsizliğin düşük olduğu yerlerde (İstanbul, Gebze vb.) çalışan bulamamaktadır.
-Bunun nedeni özellikle bu sektörde çalışma şartlarının (sertifika gerekmesi, risk algısı, zor çalışma koşulları, belli bir yaştan sonra çalışamamak gibi diğer sektörlere (temizlik, turizm, endüstri gibi) göre bu sektörün çekici olmasının önünde durduğu kanaatindeyim. Bu nedenle de başta belirttiğim iki konu gereklidir.
Emine ÇARHOĞLU: Sektörün henüz yasal mevcut düzenlemelerin uygulanması konusunda dahi bazı sıkıntıları mevcuttur. Pek tabii ki çalışlara daha fazla haklar sunulabilir. 657 sayılı yasa ile kıyaslama yapılıyor ancak 657 sayılı yasa ile 4857 sayılı yasaların ruhu farklıdır.
6552 sayılı yasa özel güvenlik, turizm ve sağlık sektörlerinde gece çalışmasının 7.5 saati aşmasına olanak tanıdı ancak mevcut alt metinlerde (ilgi postalar halinde çalışma yönetmeliği) ayrıca düzenleme yapılması ihtiyacı devam etmektedir.
Faruk Nuri KUZ: Aşağıdaki konuları dile getirmiş ve çalışma grubuna yazılı olarak sunmuştur.
-Özel güvenlik personelinin uymak zorunda olduğu bir Özel Güvenlik Disiplin Yönetmeliği’nin hazırlanması,
-Mevcut özel güvenlik görevlilerinin kazanılmış haklarının korunması kaydıyla, kanunda gerekli değişiklikler yapılarak, özel güvenlik sektöründe eğitim seviyesinin yükseltilmesi, hiyerarşik yapıda ara kademe yöneticilerinin seçiminde istifade edilmek üzere özel güvenlik görevlisi olacaklar için Üniversitelerin Meslek Yüksek Okulları özel güvenlik bölümlerinden mezun olma şartının getirilmesi,
-Özel güvenlik personeli içinde kıdem esasına göre ve yasal bir zemin içerisinde (kıdem, terfi sınavı, performans ölçütleri, disiplin kayıtları gibi somut kriterler esas alınarak) rütbe verilmesi, sektörün kendi içinde yükselme imkanının olması,
-İşçi statüsüyle çalışan özel güvenlik görevlileriyle, memur ya da idarî sözleşmeli statüsünde çalışan özel güvenlik görevlilerinin özlük hakları ve statülerindeki farklılıkların kaldırılması, iş kanununda bu konuda detaylı çalışma yapılması ihtiyacı olduğunu ifade etmiştir.
Beri KORONYO: Çalışma koşulları iyileştirilmeli, ücret artışı konusundan emin değilim ancak bazı haklar tanınmalı, yıpranma payı verilebilir şeklinde önerilerini ifade etmiştir.
Necmi BAHAR: Bir özel güvenlik görevlisini bu sektörde tutacak cazibe yok, sektör çalışma koşullar cazip değildir, değerlendirmesini yapmıştır.
Ali Engin ALÇELER: Özel güvenlik görevlileri için yıpranma payı getirilmeli, ücretler asgari geçim miktarı üzerinde silahlı özel güvenlik görevlileri için %25 fazla olabilir, silahsız görevler de ise %10 fazla olabilir önerisinde bulunmuştur.
Pamir BAŞER: Aşağıdaki konuları dile getirmiş ve çalışma grubuna yazılı olarak sunmuştur.
Fazla çalışmaya ilişkin hükümler:
Özel güvenlik görevlilerinin çalışma sürelerinin normal çalışma sürelerine göre avantajlı hale getirilmesi, kanunda gece çalışmasına ilişkin sınırı kaldıran son düzenlemenin etkin bir şekilde uygulanabilmesi ve aynı zamanda çalışanların mağdur edilmemesi gerekmektedir.
4857 sayılı yasanın 41. maddenin 1. fıkrasında yapılacak düzenleme ile, güvenlik görevlilerinin günde 7,5 saatten fazla yaptığı her çalışmanın denkleştirme uygulanıp uygulanmadığına bakılmaksızın fazla çalışma olarak değerlendirilmesi sağlanabilecektir.
Bununla birlikte günlük 7,5 saatin üzerindeki çalışmaların fazla çalışma sayılması (uygulanacak çalışma düzenlerine göre değişmekle birlikte) yıllık 270 saatlik fazla çalışma üst sınırının aşılması riski doğuracaktır. Bu nedenle 41. maddenin 8. fıkrasına güvenlik sektöründe haftada 45 saate, denkleştirme uygulandığında ortalama 45 saate kadar olan çalışmaların fazla çalışma oluştursalar da 270 saatlik sınırın hesabında dikkate alınmayacakları yönünde bir hüküm eklenmesi önerilmektedir.
Güvenlik sektöründe çalışanların gece döneminde 7,5 saatten fazla çalıştırılabileceklerine ilişkin hüküm kanuna eklenmekle birlikte 41. maddede gece çalışmasında fazla çalışma yapılamayacağına ilişkin yasak varlığını sürdürmektedir. Önceki değişiklikle uyumun sağlanabilmesi adına günlük 11 saatlik sınırı aşmamak şartıyla güvenlik sektöründe gece çalışmalarında fazla çalışmaya izin verilmesi gerekmektedir.
Gece çalışmasında fazla çalışma yasağının kaldırılması işçilerin 12 saat çalıştırılıp 12 saat dinlendirilmesi sonucunu doğurabileceğinden, 69. maddeye gece fazla çalıştırılan işçinin, çalıştığı sürenin iki katından az olmamak üzere dinlendirilmeden tekrar çalıştırılamayacağına ilişkin hükmün eklenmesi önerilmektedir.
Gece 7,5 saatten fazla çalışmaya izin veren istisna hükmünün uygulanmasına ilişkin problemlerden biri de “Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” te bulunan günlük üç vardiya zorunluluğudur. Bu doğrultuda 69. maddeye istisna kapsamında olan işlerin günde iki vardiya üzerinden yürütülebileceğine ilişkin hüküm eklenmesi önerilmektedir. Bu hüküm işçinin çalıştığı sürenin iki katı kadar dinlendirilmeden tekrar çalıştırılamayacağına ilişkin kuralla birlikte değerlendirildiğinde işçinin 12 saat çalıştırılıp 12 saat dinlendirilmesine engel olacaktır.
Güvenlik sektöründe çalışan özel güvenlik görevlilerinin fazla çalışma ücretlerini yükseltmek üzere 41. maddenin 2. fıkrasına bir cümle eklenmesi önerilmektedir. Yasanın ilgili maddeleri ve öneriler aşağıda belirtilmiştir.
“4857 S.K. Madde 41 - Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırk beş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.(Ek cümle: ../../….-…/.. md.)5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan özel güvenlik görevlilerinin günlük yedi buçuk saati aşan çalışmaları denkleştirme yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın fazla çalışma olarak kabul edilir.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir. (Ek cümle: ../../….-…/.. md.)5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan özel güvenlik görevlilerinin her bir saat fazla çalışmaları için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüz yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat on beş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.
İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve (Ek ifade: ../../….-…/.. md.)özel güvenlik hizmetlerinde hariç 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz.
Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamaz.(Ek cümle: ../../….-…/.. md.)5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan özel güvenlik görevlilerinin bu maddenin birinci fıkrası kapsamında 63. maddeye göre belirlenen haftalık çalışma süresine kadar olan fazla çalışmaları iki yüz yetmiş saatin hesabında dikkate alınmaz.
(Ek fıkra: 10 / 9 / 2014 – 6552 /4 md.)Bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4 md.) Yer altında maden işlerinde çalışan işçilere, bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâllerde haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması suretiyle ödenir.
Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.”
“4857 S.K. Madde 69 - Çalışma hayatında "gece" en geç saat 20.00'de başlayarak en erken saat 06.00'ya kadar geçen ve her halde en fazla on bir saat süren dönemdir.
Bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin "gece" başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir.
İşçilerin gece çalışmaları yedi buçuk saati geçemez. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/37 md.) Ancak, turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilir.(Ek cümle: ../../….-…/.. md.)Özel güvenlik işlerinde gece fazla çalıştırılan işçi çalıştığı sürenin iki katından ve her hâlükârda 11 saatten az olmamak üzere kesintisiz dinlendirilmek zorundadır.
(Mülga dördüncü fıkra: 20/6/2012-6331/37 md.)
(Mülga beşinci fıkra: 20/6/2012-6331/37 md.)
(Mülga altıncı fıkra: 20/6/2012-6331/37 md.)
Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.
(Ek fıkra: ../../….-…/.. md.) Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan özel güvenlik işlerinde, iş günde iki posta halinde çalışılacak şekilde düzenlenebilir.”
Ulusal Bayram ve Genel Tatillerde çalışmaya ilişkin hükümler;
Ulusal bayramlarda çalıştırılan işçilerin ücretleri Kanunun 47. maddesinde düzenlenmiştir. Bu ücretin özel güvenlik görevlileri bakımından artırılması için 1. fıkraya aşağıdaki gibi bir hüküm eklenmesi önerilir..
“4857 S.K. Madde 47 - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir.(Ek cümle: ../../….-…/.. md.)5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan özel güvenlik görevlilerine ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için iki günlük ücreti ödenir.
Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin ulusal bayram ve genel tatil ücretleri işverence işçiye ödenir.”
5510 sayılı kanunun sürekli iş göremezliğe ilişkin hükümleri;
Açıklama:
Sürekli iş göremezlik geliri işçinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü en az %10 kaybetmesi halinde ödenmesi öngörülen düzenli bir gelirdir. Kanunda iş kazası halleri;
-Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
-İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
-Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
-Bu kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
-Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaylar şeklinde sayılmıştır.
Gelirin hesaplanmasında 17. maddeye göre hesaplanan gelirin %70’inin meslekte kazanma gücü kayıp oranı dikkate alınmaktadır. Buna göre; işçinin kazaya uğramadan önceki prime esas günlük kazancından hareket edilerek 30 günlük ücret belirlenmekte, bunun önce %70’i bulunmakta, bulunan tutarın meslekte kazanma gücü kaybı oranı ne ise, o oranda gelir bağlanmaktadır. Yapılması öngörülen değişiklikle 5188 sayılı Kanun kapsamında çalışan özel güvenlik görevlilerine %70’lik oran yerine %100’lük oran uygulanacaktır. Yani bir özel güvenlik görevlisi iş kazasına uğrar ya da meslek hastalığına tutulur ve bunun sonucu olarak %10’dan fazla sakatlanırsa önceki gelirinin tamamı esas alınarak, sakatlık oranında gelir bağlanacaktır.
Sürekli iş göremezlik gelirinin finansal kaynağını kısa vadeli sigorta kolları primi dediğimiz günümüzde %2’lik oranda olan sadece işverenin ödediği prim oluşturmaktadır. Yapılacak değişiklikle orantılı olarak, belirtilen özel güvenlik görevlilerinin kısa vadeli sigorta prim oranlarının %3,5 oranına çıkarılması oluşacak kayıpları engelleyebilecektir. Buna ilişkin kanun maddeleri aşağıda yer almaktadır.
“5510 S.K. MADDE 19- (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/12 md.) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.
Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur.
Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır. Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 17 nci maddeye göre hesaplanan aylık kazancının % 70'i oranında gelir bağlanır. (Ek cümle: ../../….-…/.. md.) Ancak 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan özel güvenlik görevlilerine %70’lik oran %100 olarak uygulanır. Sürekli kısmî iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara, sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.”
“5510 S.K. MADDE 81- Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:
c) (Değişik: 10/1/2013-6385/9 md.) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %2’sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Bu oranı %1,5 oranına düşürmeye ya da %2,5 oranına artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.(Ek cümle: ../../….-…/.. md.) 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan sigortalının kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, prime esas kazancının %3,5’dir.)
5510 sayılı kanunun malullüğe ilişkin hükümleri;
Açıklama:
Malullük aylığı işçinin çalışmaya başladıktan sonra herhangi bir neden sonucu çalışma gücünü ya da iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü en az %60 oranında kaybetmesi üzerine en az 10 yıldır sigortalı olması ve en az adına 1800 gün prim bildirilmiş olması şartıyla bağlanan aylıktır.
Vazife malullüğü aylığı ise kamu görevlileri açısından getirilen bir istisna olup, bir nevi yukarıda açıklanan sürekli iş göremezlik gelirinin kamu görevlilerindeki karşılığı gibi düzenlenmiş fakat ondan farklı olarak uzun vadeli sigorta kolları primiyle finanse edilen ve uzun vadeli sigorta kollarında olması nedeniyle gelir yerine aylık şeklinde ödenen tutardır.
Vazife malullüğü ile normal malullük arasındaki en önemli fark vazife malullüğü için belirli bir süre sigortalı olma ve adına asgari bir süre prim bildirilmiş olma şartlarının aranmamasıdır.
Özel güvenlik görevlileri açısından normal malullüğün vazife malullüğünden farkı olan belirli süre sigortalı olma ve belirli süre prim bildirilmiş olma şartlarının kaldırılması istenmektedir. Özel güvenlik görevlisinin iş kazasına uğrama veya meslek hastalığına tutulma halinde ek şartlar aranmadan meslekte kazanma gücünü %60 kaybetmesiyle malullük aylığının bağlanacağı düzenlenebilir.
Malullüğün finansal kaynağı uzun vadeli sigorta kolları olduğundan yapılacak değişiklikle uygun olarak işçilerin uzun vadeli sigorta kolları için ödenen primlerin işveren payının yükseltilmesi düşünülebilir.
“5510 S.K. MADDE 26-Malûllük sigortasından sigortalılara sağlanan hak, malûllük aylığı bağlanmasıdır.
Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/14 md.) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması (Ek cümle: ../../….-…/.. md.)5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan özel güvenlik görevlileri için sigortalılık süresi ve prim bildirim koşulu aranmaz. )
“5510 S.K. MADDE 81-Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:
a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20’sidir. Bunun % 9’u sigortalı hissesi, % 11’i işveren hissesidir. (Ek cümle: ../../….-…/.. md.)5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında çalıştırılan özel güvenlik görevlileri için işveren hissesi %13 olmak üzere yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 22’sidir.)
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/48 md.) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet süresi zammı uygulanan işlerde 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için uygulanacak malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, bu maddenin (a) bendinde belirtilen % 20 oranına; 40 ıncı maddeye göre 60 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 1 puan, 90 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 1,5 puan, 180 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 3 puan,
5510 sayılı yasanın 40. maddesi fiili hizmet zammına ilişkin hükümler;
Açıklama:
Kanun koyucu bazı yıpratıcı işlerde çalışanların fiilen çalıştıkları sürelere itibari olarak belirli oranlarda sürelerin eklenerek prim ödeme gün sayılarının artırılmasını ve aynı zamanda eklenen bu sürelerin toplamının belirli oranı esas alınarak yaşlılık aylığına hak kazanma için gereken yaş sınırının indirilmesini öngörmüştür.
Fiili hizmet zammından yararlanabilmek için çalışan en az 3600 gün belirtilen işyeri ve işlerde çalışmış olmalıdır. Bu süreyi tamamladıysa Kanunda her 360 gün için belirtilen fiili hizmet zammı süreleri prim ödeme gün sayılarına eklenecektir. Eklenecek gün sayısı 5 yıllık süreyi geçemeyecektir. Çalışanın kazandığı fiili hizmet zammı sürelerinin yarısı ise 3 yılı aşmamak şartıyla yaş hadlerinden indirilecektir.
Bu noktada özel güvenlik görevlileri için yapılması gereken kanundaki listeye onların da eklenmesidir. Özel güvenlik görevlilerinin eklenmesi halinde uzun vadeli sigorta kolları prim oranı yukarıda da bahsedilen 81. madde uyarınca kendiliğinden yükselecektir. Prim oranlarına ilişkin ek bir değişikliğe ihtiyaç bulunmamaktadır.
ÇALIŞTAY KONU 2 : Kamu kuruluşlarında özel güvenlik hizmet alımları
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
Bilindiği üzere 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmesi Kanunu; kamu hukukuna tâbi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri düzenlemektedir.
Çalıştay 2. konu başlığı kapsamında çalışma grubu; bahse konu kanunların uygulanma süreçlerinde özel güvenlik hizmet alımlarında ilişkin olarak 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve ilgili Yönetmeliğinin yanı sıra 4857 Sayılı İş kanunu hükümlerinin de dikkate alınması konusunda; aşağıda belirtildiği üzere bazı tespitlerde bulunmuş ve bu konularda görüş birliği oluşmuştur.
-Özel güvenlik hizmet alım ihalelerinde; kanunlar arası ilişkilendirmelere ve bağlayıcı hükümlere şartname ve sözleşmelerde yer verilmesi,
(Fazla mesai uygulama ihtiyaçları, çalışma saatleri süreleri, hafta sonu – bayram tatilleri v.b)
-İhale sonrası istenen fiyat açıklama (aşırı düşük sorgulaması) tevsik
belgelerinin teklif mektubu ile birlikte ihale sonrasına kalmaksızın ihale dosyası ile birlikte verilmesi,
-Hesaplamalarda; özel güvenlik görevlilerinin kıyafet maliyetlerinin yol ve yemek maliyeti gibi standart hale getirilmesi,
-Sözleşme ve karar pul bedeli vb. yasal ödemelerin net olarak belirlenmesi,
-Hak edişlerden kesilen damga vergisinin sözleşme ve şartnamede net olarak belirlenmesi,
-Aynı tip tekliflerin ortadan kaldırılabilmesi amacıyla KİK hesaplama modülünün kaldırılması,
-E ihale sistemine geçilerek firmaların birbirleriyle irtibatının kesilmesi,
-Kamu İhale Kurumuna yapılacak itirazlarda haklı itirazda bulunan firmanın ödediği müracaat bedelinin iadesi ile haksız bulunan firmaya müracaat bedeli kadar ceza ödetilmesi,
-Kamu kurumlarında yapılacak denetimlerin eğitim öncelikli olması Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı tarafından buna ilişkin prosedür geliştirilmesi,
-Özel güvenlik hizmet alımlarının davet usulü yapılabilmesinin önünün açılması,
-Özel güvenlik görevlisinin ihtisas gerektiren işlerden sayılarak asgari ücretin üzerinde ücret almasının sağlanmasına yönelik düzenlemenin yapılması,
-Hizmetin yapılacağı yerin ihale tarihinden en az 5 iş günü öncesinde görülmesi, incelenmesi ve buna ilişkin idareden yer görme belgesi alınmasının şartnamelere ilave edilmesi,
-Tekliflerin ihale gününden birkaç gün öncesinden verilebilmesinin sağlanmasıdır.
Belirlenen/tespit edilen hususlara ilişkin olarak Emniyet Genel Müdürlüğü’nce Kamu İhale Kurumu nezdinde girişimlerde bulunulması uygun mütalaa edilmektedir.
ÇALIŞTAY KONU 3 : Stadyumlarda ve Spor Müsabakalarında özel güvenlik hizmetleri
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
Çalışma grubu aşağıdaki konu başlıkları kapsamında değerlendirmeler yapmıştır.
-Özel güvenlik görevlilerinin ücretlerindeki yetersizlikler ve bu hususun kalitesiz hizmet üretilmesi zeminini oluşturup/oluşturmadığı,
-İhtisaslaşma gereği olan bu alanda yasal olarak özel eğitimler planlanmamıştır. Bu hizmeti sunan şirketlerin münferiden planladığı özel eğitimlerin yeterliliklerinin değerlendirilmesi ihtiyacı,
-Stadyumlarda ve spor müsabakalarında yetersiz özel güvenlik görevlilerinin hizmet vermesinin sebebiyet verdiği sorunlar,
-Avrupa Birliği ülkelerinde uygulandığı üzere; yapılan incelemelerde elde edilen sonuçlara göre spor müsabakaları güvenliğinin tesisinde görev alan güvenlik görevlilerinin %70’i özel güvenlik görevlileri, %30’u ise kolluk kuvvetlerinden oluşmaktadır. Bu hususun değerlendirilmesi,
-Hizmet sağlayıcı ve hizmeti alan tarafın iç denetim mekanizmaları ve bu alanda yaşanan sorunlar,
-Spor müsabakalarında görev yapan özel güvenlik şirketlerinin yeterliliklerinin sorgulanması konusu ve bu alanda lisans verilmesi hususu,
-UEFA tarafından spor güvenliğine ilişkin hazırlanmış olan müfredatın alan eğitimi olarak uygulanıp uygulanamayacağı,
-Spor müsabakalarında görev alan özel güvenlik şirketleri ile kamu güçleri arasında koordineli çalışma prensiplerinin oluşturulmasının sağlayacağı yararlar,
-Spor alanlarının tesis bazlı güvenlik planlarının hazırlanması konusunun önemi,
-Özel güvenlik hizmet alımlarının bizzat ilgili federasyonlar tarafından yapılıp yapılamayacağı konuları görüşülmüştür.
Değerlendirmeler/öneriler:
-Spor güvenliğine ilişkin olarak sahada istihdam edilen özel güvenlik görevlilerinin ücretleri
Federasyonlar tarafından düzenlenmeli ve bu bağlamda özel güvelik şirketleri hizmet
sözleşmelerini federasyonlar ile yapmalıdır. Böylece yetersiz ücret politikalarının ortadan
kaldırılabileceği, bu nedene bağlı olarak oluşan kalitesiz hizmetin önlenebileceği
değerlendirilmektedir.
-Spor güvenliği konusunda EGM Özel Güvenlik Daire Başkanlığı’nca yapılmakta olan
çalışmaya Türkiye Futbol Federasyonu’ nun gerektiğinde destek verebileceği ve ayrıca bu
konu için eğitmen temin edebileceği belirtilmiştir.
-Spor güvenliği eğitimi almış özel güvenlik görevlileri için belirlenen bir yapı içinde havuz
kadrosu oluşturulması ve spor müsabakaları güvenliğinde bu kadroların kullanılmasının
yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
-Spor müsabakaları güvenliğinde %70 özel güvenlik görevlisi, %30 Polis gücü kullanılmasının
makul bir oran olduğu ifade edilmiştir.
-Hizmet sağlayıcı ve hizmeti alan tarafların iç denetim mekanizmalarının oluşturulması ve
kontrol kriterlerinin belirlenmesinin hizmet kalitesini artıracağı üzerinde görüş birliği
sağlanmıştır.
-Spor müsabakalarında görev yapan özel güvenlik şirketlerinin yeterliliklerinin sorgulanması
ve lisanslanması için ayrı bir çalışma yapılması, bu hususa ilişkin kriterlerin oluşturulmasının
yaralı olacağı belirlenmiştir.
-Spor müsabakalarında özel güvenlik şirketleri ve kamu kolluğunun koordineli çalışma
prensiplerinin oluşturulmasının yaralı olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır.
-Spor alanlarının tesis bazlı güvenlik planlarının hazırlanması Türkiye Futbol Federasyonu
tarafından kulüplerden talep edildiği ifade edilmiştir.
-Spor güvenliğinde görev alacak güvenlik görevlilerinin alan eğitimi sertifikasına sahip
olmaları ve sertifikası olmayanların spor müsabakalarında görev almamasının sağlanmasının
önemine işaret edilmiştir.
-6222 sayılı kanunda belirtilen suçlar ve cezalara ilişkin özel güvenlik görevlilerinin tutanak
tutma konusundaki becerileri artırılması hususunda görüş birliği sağlanmıştır.
ÇALIŞTAY KONU 4 : Özel güvenlik eğitimleri
Görüşülen konular/değerlendirmeler;
Çalışma grubu iki ana konu üzerinde görüşmelerini gerçekleştirmiştir.
-Mevcut eğitimlerde karşılaşılan sorunlar ve yapılabilecek iyileştirmeler
-Alan eğitimlerine olan ihtiyaçlar
Mevcut eğitimlerde karşılaşılan sorunlar ve yapılabilecek iyileştirmeler:
Değerlendirmeler:
-Mevcut eğitimlerin, sektörün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda eğitim yelpazesinin eksikliği gündeme getirilmiştir.
-Bazı eğitim kurumlarının ticari kaygılar nedeni ile davranmasının eğitim kalitesini düşürdüğü ifade edilmiştir.
-Eğitimi tamamlayan özel güvenlik görevlisi adaylarının, görev için kendilerinden beklenen düzeyde olmadıkları yönünde katılımcıların tespitleri olduğu tespit edilmiştir.
-Sınav başarı olanların oranlarının ülke genelinde 50% ler civarında olduğuna vurgu yapılarak bize, bu değerlendirmenin yapılmakta olan eğitimlerin düzeyi konusunda bir fikir verdiği ifade edilmiştir.
- Yapılan tüm denetimlere rağmen bir kısım eğitimler ne yazık ki beklenen standartlara ulaşamamakta, muhtelif gerekçeler ile eğitimlerde arzu edilen yeterlilik düzeyine ulaşılamadığı belirtilmiştir.
-Kalabalık mekanlarda görev yapan özel güvenlik görevlilerinin doğru karar verebilmesi ve davranışlarında en doğruyu tercih edebilmesi için profil değerlendirme becerilerinin geliştirilmesinin önemine işaret edilmiştir.
-Eğitmenler için tanımlanan kriterlerin yeterli olmadığı; yalnız mesleki bilgisi sahibi olmalarının bir başka ifade ile, 5 yıllık mesleki deneyim ya da 4 yıllık yüksek öğrenim kurumu mezuniyetinin bu eğitimi vermelerine yeterli olamayacağı görüşü belirtilmiştir.
-Yenileme eğitimleri 5 yılda bir uygulanmakta; eğitim sonrasında sınavlar yapılmakta ve sınav başarısına bakılmaksızın kimlik yenilemesi yapılmaktadır. Mevcut hali ile yenileme eğitimi amacından uzaklaşmış ve katılımcılar nezdinde bir külfet haline dönüşmüş olduğu tespitine yer verilmiştir. Bu eğitimdeki temel sorunun ise eğitimlere tefrik edilenlerin devem sorunu olduğu ifade edilmiştir.
-Temel ve yenileme eğitimlerinde uygulama dersleri mevcut olmasına karşılık yalnız silah bilgisi dersi için uygulama sınavının yapıldığı; uygulama yapılan diğer dersler için uygulama sınavı yapılmamasının, ölçme değerlendirme sürecini olumsuz etkilediği belirtilmiştir.
-Özel Güvenlik D.Bşk.lığı tarafından; üzerinde çalışılan yönetmelik değişikliğinde yer alması düşünülen temel ve yenileme eğitimleri müfredatlarının taslak hali sunulmuştur.
-Temel eğitim için kanundaki 120 saatlik süreye sadık kalınarak yapılan içerik değişiklikleri bazı istisnalar hariç olmak üzere olumlu olarak değerlendirilmiştir. Özellikle etkili iletişim dersinin süresinin düşürülmesi konusunda çekinceler olduğu görülmüştür.
-Yenileme eğitimleri için kanundaki 60 saatlik süreye sadık kalınarak yapılan içerik değişiklikleri, özellikle temel eğitimde yer almayan bazı derslerin kapsama alınması ise uygun olarak değerlendirilmemiştir.
Öneriler:
-Eğitimlerin yeniden belirlenmekte olan müfredatları, süre değişikliğini gerektiriyor ise sorun yasal düzenleme yapılarak çözümlenebilir. Bu yapılmadan, yasadaki süre içerisine sığdırılmaya çalışılan müfredatlar başka sorunları da beraberinde getirecektir.
-Yenileme eğitimi müfredatı; 5 yıl önce verilen temel bilgilerde oluşabilecek kayıpları telafiye yönelik olarak yeniden belirlenmelidir. Mümkün olabildiği ölçüde, yetki ve sorumluluklar ile iletişim becerileri ağırlıklı bir eğitim haline dönüştürülmelidir.
-Yenileme eğitimlerine devam şartının tavizsiz uygulanması ile birlikte, eğitim sonrasındaki sınavın ya kaldırılmalı ya da sınav sonucunun kimlik yenileme için belirleyici olacağı bir düzenleme yapılmalıdır.
-Her kademedeki yönetim sorumluluğu alan personel için yönetici eğitimleri düzenlenmeli ve bu görevleri üstlenecek personelde bu eğitim şartı aranmalıdır.
-Özel güvenlik görevlilerinin profil değerlendirme becerilerini geliştirmek öncelikli hedeflerden biri olmalı ve eğitimlerin müfredatlarında bu husus göz önünde bulundurulmalıdır.
-Eğitim kurumlarının sınav başarı oranları, Özel Güvenlik Daire Başkanlığı web sitesinde yayınlanmalıdır
-Eğiticilerin standartları yeniden belirlenirken; eğitici eğitimi (formasyon) almış olma
şartı getirilmelidir.
-Hayata geçirilmesi zahmetli olmakla beraber eğitimlerin müfredatlarında uygulama yapılan dersler için uygulama sınavı yapılmalıdır.
-Eğitim kurumları için başlangıçta belirlenen fiziki yeterlilik şartların 10 yıl içerisinde edinilen tecrübelere ve günün ihtiyaçlarına göre yeniden belirlenmelidir.
-Eğitim içeriklerinde yapılan değişikliklerin günümüz ihtiyaçları ile uyumlu olması konusunda sektör taraflarından yazılı görüş alınması uygun olacaktır.
Eğitimlerin verimliliği artırmak için denetimlerde otomasyona geçiş yapılmalıdır.
Alan eğitimlerine olan ihtiyaç :
Değerlendirmeler :
-5188 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden buyana, 10 yılı aşkın süre geçmesine rağmen yapılması beklenen alan eğitimleri programları mümkün olan en kısa zamanda düzenlenmesinin önemine işaret edilmiştir.
-Alan eğitimleri, özel güvenliğin meslek haline gelebilmesi için atılması gereken büyük bir adım olduğu belirtilerek; bu uygulamalar için planlanma süreci ne kadar sağlıklı geçilirse, sonrasında o ölçüde mükemmel sonuçların ortaya çıkacağı ifade edilmiştir.
-Özel Güvenlik Dairesi Bşk.lığı tarafından üzerinde çalışılan yönetmelik değişikliğinde yer alması düşünülen 9 farklı alan eğitiminin başlıkları ve müfredatları taslak olarak sunulmuştur. Öncelikle, böyle bir çalışma yapılırken sektör taraflarının görüşlerinin çalıştay vasıtasıyla da olsa alınmış olmasını, çok olumlu ve yapıcı bir uygulama olarak değerlendiriyoruz. Bu sayede sonradan karşılaşılması muhtemel birçok problem daha planlama aşamasında halledilebilecektir. Halen devam eden günlük operasyonların vazgeçilmez ihtiyaçları ve bu eğitimlere başlandığında karşılaşılabilecek maliyetler konusunda hizmet şirketlerinin haklı çekinceleri bulunmaktadır.
-Alan eğitimleri üzerinde çalışırken yapılabilecek temel düzenlemelerin en önemlilerinden biri de eğiticilerin nitelikleridir. Eğitici eğitiminden geçmemiş hiçbir eğiticiye yetki verilmemesi talep edilerek; konuyu /dersi verecek eğitmenin mesleki bilgisi için konulacak kriterler ile bilgilerini sınıf ortamında kursiyerlere aktarabilmek için sahip olunması gereken nitelikler birbirine karıştırılmamasının önemi vurgulanmıştır. Eğitici eğitiminin aslında bilgilerin sınıf ortamında en doğru şekilde kursiyerlere aktarabilmeye yardımcı olan, MEB lığının kadrolu öğretmenlerine dahi zorunlu tuttuğu özel eğitim olduğu ifade edilmiştir. Eğitici eğitimi için, en az 5 gün (40 saat) olacak şekilde üniversiteler tarafından sertifikasyon eğitiminin verildiği belirtilmiştir.
-Alan eğitimleri planlanırken her bir alan eğitimi için doküman hazırlıkların da planlanması ile alan eğitimlerini verecek eğitim kurumlarının tespitinin önemi ifade edilmişti. Ayrıca AB ülkelerinde olduğu gibi, alarm izleme merkezlerinde çalışan personel için de bir alan eğitimlerinin planlanması ihtiyacı vurgulanmıştır.
Öneriler:
-Halen üzerinde çalışılan 9 alan eğitimine ek olarak alarm izleme merkezlerinde çalışan personel için de alan eğitimi programının oluşturulmasına uygun olacaktır.
-Eğitim konusunda çalışmalar yapılırken, akademisyenlerin çalışmaların içerisinde aktif olarak yer alması, sektörün eğitim kurumlarının ve ilgili diğer kurumlarının görüşlerinin alınması uygulamaların başarısını artıracak ve süreci hızlandıracaktır.
-Uygulamaya başlama tarihi ile kesin olarak sertifikasyonun aranacağı tarih arasında yeterli düzenlemeler yapılmak suretiyle sektör tarafları arasında oluşan bir kısım kaygıların giderilebilecektir.
-Alan eğitimlerinde eğitmen görevi alacaklar için; mesleki yeterlilik konusunda standartlar oluşturulmalı, yeterlilik Belgesi şartı aranmalıdır.
-Eğitici eğitimi sertifikasyon programlarının oluşturulması ile planlanabilecek ve tüm eğitimler için hedeflenen sonuçları elde etmek kolaylaşacaktır.
-Her bir alan eğitimi için en az 1 adet onaylı kitap hazırlanmalı ve tüm müfredatlar ile bu kitapların içeriği örtüşecek şekilde düzenleme yapılmalıdır. Bu kitaplar, eğitimlerin başlama tarihinden önce piyasaya çıkacak şekilde tedbir alınmalıdır.
-Diğer tüm eğitimlerde olduğu gibi, alan eğitimlerinin yenileme eğitimleri başlangıçtan itibaren ayrıca düzenlenmelidir.
-Alan eğitimlerini verecek eğitim kurumlarının seçimi çok önemlidir. Bunun için kriterler yeniden belirlenmeli, gerekirse bu kriterleri sağlayan eğitim kurumlarına yeniden ruhsat verilmelidir. Bu kriterleri belirlerken; kurumların eğitimci kimliğine sahip olması, kalite vasıflarının ön planda olması, uluslararası rekabeti yapabilecek standartlara kavuşması gözetilmelidir.
-Çalışanların ve hizmet veren şirketlerinin karşı karşıya olduğu eğitim zamanı sorununu aşabilmek maksadıyla; alan eğitimlerinde; uzaktan eğitim modelinin orta vadede gündeme alınması önem arz etmektedir. Bu uygulama daha sonra diğer eğitimlerde de gerçekleştirilebilecektir. Bu konuya mahsus ayrı bir çalıştay programının yapılması uygun mütalaa edilmektedir.
-Her yıl üniversiteler bünyesinde hizmet veren Meslek Yüksek Okullarının özel güvenlik eğitimi bölümlerinden yüzlerce öğrenci mezun olmaktadır.Hali hazırda bu alanda eğitim veren M.Y.O sayısı 40 dır.Bu okullardan mezun olan öğrencilerin mesleki kariyerlerinin planlanması ve bu hususun yasal mevzuat içinde değerlendirilmesi sektör gelişim sürecine önemli katkılar sağlayacaktır.
ÇALIŞTAY KONU 5 : Deniz Limanlarında görev alacak güvenlik görevlilerine ilişkin uluslar arası mevzuatlar (ISPS Code) ile uyumlu eğitim programlarının uygulanması
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
Çalışma grubu aşağıda belirtilen konu başlıkları kapsamında değerlendirmelerini yapmıştır.
-Liman güvenliği konusunda ISPS code uygulamaları ve tarihçesi görüşülmüştür.
-Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ISPS code yetkinlik ve eğitim standartlarının incelenmiştir.
-Limanlarda görev alan güvenlik personeli eğitim standartlarının incelenmiştir.
-Avrupa Birliği Ülkelerinde uygulanan mesleki yeterlilikleri görüşülmüştür.
-Liman güvenlik personeline yönelik uzaktan eğitim modelini içeren METPROM Projesi ile ilgili bilgi paylaşımı yapılmış ve proje tanıtılmıştır.
Değerlendirmeler/tespitler:
-Özel güvenlik sektörünün temsilcilerinden olan Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) tarafından CoESS ( Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu ) vasıtasıyla uluslararası gemi ve liman güvenliği ( ISPS Code ) eğitim konularına ilişkin olarak iştirak edilen çalışma grupları faaliyetleri çalıştay üyeleri ile paylaşılmıştır.
-CoESS Deniz Güvenlik Çalışma Grubu ( MARSEC ) Başkanlığı görevinin GÜSOD tarafından üstlenildiği belirtilerek; 2 yılı aşkın bir çalışma ile limanlarda görev alacak güvenlik personelinin eğitimi için oluşturulan ancak zaman içerisinde güncellenme ihtiyacı olan eğitim dokümanının hazırlandığı konusunda çalışma grubu bilgilendirilmiştir.
-Uluslararası Denizcilik Örgütü ( IMO ) 2004 yılında ISPS code içerisinde yer alan eğitim konularının bir kısmının içeriğini 2010 yılında değiştirmiş ve yeni konular ilave ederek yayımlamıştır. Bu dokümana ilişkin olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı temsilcileri eğitim başlık ve içerik konularındaki çalışmalarının güncelleme aşamasında olduğunu belirtmişlerdir.
-Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Dairesi Başkanlığı’nca 2009 yılından itibaren Ankara’da liman tesis güvenlik görevlilerine ayrıca ISPS code ile ilgili eğitim verilmiş ancak bu uygulama büyük ölçüde kamu limanlarında görev yapan personel ile sınırlı kalmıştır.
-2004 yılından itibaren yapılan eğitim, talim, tatbikat uygulamalarında liman güvenlik personelinin yetiştirilmesine yönelik sorunların ana başlıkları aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir;
- Tüm liman güvenlik personelinin aynı anda bu faaliyetlere (eğitim talim tatbikatlar) katılımı; görev sürekliliği, istirahatçı vardiya, nöbetten çıkan personelin yorgunluğu, yaz aylarında senelik izin, kadrolu personel eksikliği vb. nedenlerle sağlanamamaktadır.
- Bu eğitim talim ve tatbikatlara katılım sonucunda sertifika, katılım belgesi vb. yasal bir belge verilememesi personelde katılım isteksizliği yaratmaktadır.
- Bu eğitimlerin bir eğitim kurumu vasıtası ile yapılması seçeneği ise eğitime katılım süresi ve özellikle maliyet faktörü nedeniyle kesinlikle kabul görmemektedir.
- Konunun eğitimi ile ilgili görev yapacak yetişmiş eğitici personel sayısal azlığı dikkate alınmalıdır.
- ISPS code eğitimlerinde uluslararası standartları içeren bir eğitim kapsamı sağlanması zorunluluğu vardır.
- Alan eğitimi kapsamında liman güvenliği ile ilgili yasal bir zorunluluk yoktur, liman tesisleri ve sektör; özel güvenlik görevlilerinden limanda görev yapacak personel için belirlenmiş standartlarda personel çalıştırma zorunluluğu duymamaktadır.
- Avrupa Birliği üye ülkeleri tarafından; güvenlik personeli ve güvenlik şirketlerinin eğitim standartlarını içeren ve ülkemizin de TSE tarafından temsil edildiği “ CEN 417 / Maritime and Port Security Services” projesinin onay aşamasında olduğu; yapılacak çalışmalarda sektörün bu standartları karşılayacak yeterlilikte olmasının yurtdışı açılımlara olanak sağlayacağı belirlenmiştir.
-ISPS code ile ilgili eğitimlerin aşağıdaki kişi ve kuruluşlar tarafından verilebileceği belirlenmiştir.
- 5188 sayılı yasa kapsamında yetkilendirilmiş eğitim kurumları,
- Yetkilendirilmiş eğitim heyetleri
- Liman tesis güvenlik sorumlusu ( PFSO ),
- Tanımlanmış liman güvenlik kuruluşları ( RSO ),
- Uzaktan erişimli e- learning yöntemi.
-Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu (CoESS), GÜSOD, PİRİREİS Üniversitesi, WISMAR Üniversitesi, BORAS Üniversitesi, World Maritime Üniversitesi ve STC Group’un katılımı ile hazırlanan; liman tesisi güvenlik personelinin ISPS code ile uyumlu eğitimlerinin verilebileceği yaşam boyu öğrenim projesi ( LLP e – learning ) METPROM projesi tanıtılarak belirlenmiş olan mahsurları giderici maliyeti en düşük, çalışan personel ve kendisini yetiştirmek imkanını veren ve sonrasında sertifikaya hak kazanabilecek bir proje olarak sunulmuştur.
Öneriler:
-Limanlarda görev alacak güvenlik personeline ISPS code ile uyumlu olarak verilecek güvenlik eğitiminin uluslararası yasalarda belirlenmiş olan standartlara uyum sağlamalı bu konuda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz ve İç sular Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından liman güvenlik planlarının standartları içerisinde yer alacak şekilde gerekli revizyonların yapılması;
-ISPS code eğitimleri; öncelikle konu ile ilgili yetkili kılınmış liman tesis güvenlik sorumluları ( PFSO) /Tanınmış liman güvenlik kuruluşları ( RSO ) uzmanları tarafından AB standartları kapsamında liman tesislerinde verilmesi ve yenileme eğitimlerinin yaptırılması;
-Alan/yenileme eğitimlerine güvenlik personelinin kolaylıkla erişebileceği, istediği zaman diliminde istediği kadar uzaktan erişimle ( METPROM projesi/ e- learning yöntemi ile) en düşük maliyetle ve kendi arzusuyla bu eğitimleri alıp merkezi bir sınavla ( yetkilendirilmiş bir eğitim kurumu, veya Piri Reis Üniversitesi organizasyonu ile) belgelendirilerek liman tesislerinde çalıştırılmalarını sağlayacak bir düzenlemenin yapılması uygun mütalaa edilmektedir.
ÇALIŞTAY KONU 6 : Raylı sistem güvenliği
Görüşülen Konular /değerlendirmeler:
Çalışma grubu aşağıda belirtilen konu başlıkları çevresinde çalışmasını gerçekleştirmiştir.
-Raylı sistem güvenliği için tehdit belirlemesi çalışmasının yapılıp/ yapılmadığı,
-Raylı sistem güvenliğine ilişkin belirlenmiş bir standardın olup/ olmadığı görüşülmüştür.
-Sektör dinamikleri dikkate alındığında, hava alanları güvenliğinde olduğu gibi denetim ve düzenleme yapabilecek bir üst kurulun olmadığı belirlenmiştir.
-Raylı sistem güvenliğine ilişkin alan eğitimleri ihtiyacı belirlenmiştir.
-Alan eğitimlerine ilişkin eğitim dokümanlarındaki eksiklikler gündeme getirilmiştir.
-Raylı sistem güvenliğine ilişkin bir güvenlik konseptin olmadığı görülmüştür.
Öneriler /değerlendirmeler:
-Raylı sistem güvenliği için tehdit belirlemesi çalışmalarının ivedilikle yapılması, ve tedbirlerin bu değerlendirmeden çıkacak sonuçlara göre belirlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
-Raylı sistem güvenliğine ilişkin uygulamada bir standardın olmadığına dikkat çekilerek bu hususa ilişkin çalışmalara gecikmeden başlanması gerektiği belirtilmiştir
-Hava alanları güvenliğinde olduğu gibi denetim ve düzenleme yapabilecek bir üst kurulun oluşturulmasında yarar görülmüştür.
-Raylı sistem güvenliğinde istihdam edilecek özel güvenlik görevlilerine raylı sistem güvenliğine ilişkin alan eğitimlerinin verilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir.
-Alan eğitimlerine ilişkin eğitim dokümanlarının hazırlanarak kullanıcıların kolay ulaşabileceği şekilde yayımlanması ihtiyacı belirlenmiştir.
-Raylı sistem güvenliğine ilişkin konseptin; entegre çözümlerle yapılandırılması önerilmiştir.
ÇALIŞTAY KONU 7 : Havalimanları güvenliği
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
Çalışma grubu aşağıda belirtilen 5N1K yöntemi ile çalışmalarını gerçekleştirmiş ve çözüm önerilerini belirlemiştir. Kamu ve özel güvenlik sektörü işbirliğinin etkin olarak tesis edilmesinin sektörü kalite odaklı ve standartları yüksek bir sektör haline getireceği ana fikrinin çalışma grubu üyelerince tamamen benimsendiği görülmüştür. Çalışmaya;
Neden yapıyoruz............?
Ne amaçlandı..................?
Nasıl yaptık.....................?
Ne istiyoruz.....................?
Nereye yürüyoruz...........?
Kazanımlar ne olacak.....?
sorularının cevapları aranarak devam edilmiştir.
Katılımcılarda; havalimanı güvenliği konusunda; gerek mevzuat ve gerekse uygulamalardaki başarılar nedeniyle özel güvenlik sektörünün en başarılı uygulama alanı olduğu değerlendirmesinde görüş birliği oluşmuştur. Havalimanları güvenliği konusunda çalışma grubu yaptığı SWOT analizi ile bu alanın kuvvetli ve zayıf tarafları belirleyerek çalışmalarını sürdürmüştür. Bu kapsamda beş ana başlık belirlenmiştir.
-Hava limanları güvenliği alanında çalışanların hakları,
-Mevzuattan kaynaklanan sorunlar ve yeni düzenleme ihtiyaçları,
-Eğitim ihtiyaçları,
-Denetimlerin etkinliği,
-Uygulamalardaki standart yaklaşımlardır.
Konu No 1:
Hava limanları güvenliği alanında çalışanların hakları,
Tespitler, değerlendirmeler:
Havalimanları güvenliğinde istihdam edilen özel güvenlik görevlilerinin özlük hakları konusunda sektörde görev yapan diğer çalışanlarla benzer sorunlarının olduğu görülmüştür. Çalışanların bu konudaki talepleri;
- Tatmin edici ücretlerin verilmesi,
- Meslekte itibar ve saygınlığın tesis edilmesi,
- Görevlerindeki yetki ve sorumlulukların tam olarak belirlenmesi,
- Motivasyonun sağlanması
- İşin/görevlerin doğru tanımlanması,
- Part time çalışma şartları konusunun açıklığa kavuşturulması,
- Kariyer planlanmasının yapılması,
- Emeklilik haklarının güvence altına alınması/ emekliliğe yönelik yıpranma payı için girişimde bulunulması,
- İK yönetiminin etkin olarak tesisi olarak belirlenmiştir.
Konu No 2:
Mevzuattan kaynaklanan sorunlar ve yeni düzenleme ihtiyaçları,
Tespitler, değerlendirmeler:
- Hava limanlarında görev yapan özel güvenlik görevlileri 5188 sayılı yasa kapsamında görevlerini icra etmektedirler. Bu alanda görev yapan güvenlik görevlileri aynı zamanda uluslar arası denetimlere de tabidirler. Çalışma şartları ve diğer idari sorunlar kapsamında yasanın; günümüz ihtiyaçları kapsamında revize edilmesi ihtiyacı vardır.
- Görev esnasında kullanılan yardımcı teknik cihazlar, çevre emniyet tedbirleri CCTV kullanım konsepti gibi konularda bu imkan ve kabiliyetlerden daha etkin yararlanma imkanının verilmesi görev verimini arttırıcı bir husus olarak değerlendirilmektedir.
- Havalimanlarının özel durumları da dikkate alınarak gerektiğinde/ihtiyaç duyulduğunda özel güvenlik görevlilerine elle arama yetkisi verilmesi konusunda mevzuat düzenlemesi ihtiyacı belirlenmiştir.
Konu No 3:
Eğitim ihtiyaçları
Tespitler, değerlendirmeler
- Havalimanlarında görev alan özel güvenlik görevlileri için alan eğitimleri /sertifika programlarının uygulaması öncelikle tesis edilmesi gereken konuların başında gelmektedir.
- Görev özellikleri kapsamanın da özel güvenlik görevlilerinin daha teknik eğitimlerden geçirilmesi ihtiyacı belirlenmiştir.
- Havalimanlarının karışık ve kompleks yapılarının yanı sıra asimetrik tehditlere açık olmaları nedeniyle görev alacak özel güvenlik görevlileri için; profil eğitimleri gibi benzeri eğitimlerin yanı sıra kişisel gelişim eğitimlerine de ağırlık verilmesi uygun olacaktır.
Konu No 4:
Denetimlerin etkinliği
Tespitler, değerlendirmeler
- Havalimanlarında 3 ncü şahısların ve bağımsız kuruluşların icra edeceği denetim süreçleri önemsenmelidir.
- KYS denetimleri ve düzeltici faaliyetler etkinliğin tesisinde önemli kriterlerdir.
- Denetim sorumlulukları konusu açık olarak belirlenmelidir.
Konu No 5:
Uygulamalardaki standart yaklaşımlar
Tespitler, değerlendirmeler
- Havalimanlarında ortak operasyon/koordinasyon hususları daha açık olarak belirlenmelidir.
- K9 Köpek kullanımım konusu bir plan/program kapsamında yeniden değerlendirilmelidir.
- Çevre emniyetinin tesisinde elektronik denetim ve CCTV kullanımında uygulama konseptleri oluşturulmalıdır.
ÖNERİLER:
-Havalimanları güvenliği konusu bir bütün olarak ele alınmalı görev/sorumluluklar ve koordinasyon konuları sorulara meydan bırakmayacak açıklıkta olmalı, görevde kesin sınırlar belirlenmelidir.
-Çalışan haklarının korunması kapsamında uygun ve tatminkar ücret politikalarının uygulanması başarının temel kriterlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
-Özel güvenlik sektöründe en saygın ve başarılı yere sahip havalimanlarının kalite odaklı ve standartları yüksek bir sektör olarak faaliyetlerini sürdürmeleri bu alanda çalışanların üstün gayretlerinin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir.
ÇALIŞTAY KONU 8 : Özel güvenlik otomasyon sistemi
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
Çalışma grubu katılımcılarından EGM temsilcileri özel güvenlik otomasyon sisteminin 2012 yılında kapalı sistem olarak tesis edildiğini; ancak halihazırda bu sistemin işletilmediği ifade etmişlerdir.
Projenin web tabanlı olarak yeniden oluşturulduğu ancak POLNET ’e bağlamadığı ve bu bağlamda test edilemeyen ve teslim alınmayan projenin aynı zamanda 11 Temmuz 2015 de garanti süresinin de tamamlandığı belirtilmiş ve konun yargı aşamasında olduğu ifade edilmiştir.
Gelinen bu aşamadan sonra Özel Güvenlik Daire Başkanlığı; sorunun çözümüne yönelik olarak EGM Bilgi Teknolojileri Daire Başkanlığının ya kendi programını geliştireceğini veya tekrar dışarıdan yazılım satın alınmasını gerçekleştireceği öğrenilmiştir.
Otomasyon Sistemi Paydaşları:
-Özel güvenlik eğitim kurumları
-Güvenlik birimleri (dışarıdan hizmet almayan)
-Alarm izleme merkezleri
-Güvenlik şirketleri
-Özel güvenlik görevlileri
-Diğer Kamu Kurum ve kuruluşları (SGK, MERNİS, Maliye, vb.) olduğu ifade edilmiştir.
Tespit edilen hususlar:
-Paydaşların hangi bildirimleri bu sistem üzerinden yapmak istedikleri ve hangi bilgilere ulaşmak istediklerini yani ihtiyaçlarını gerekçeleri ile belirlemelidirler.
-Web tabanlı bildirimler hem Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı ve hem de özel güvenlik şirketlerdeki iş yükünü azaltacaktır.
-Mevzuat değişikleri de bu sisteme yansıtılabilmelidir.
-Eğitim kurulu tarafından sürecin başında girilen bir bilgi daha sonraki aşamalarda mükerrer bir şekilde girilmemelidir.
-Özel güvenlik görevlisi kimliği modülünün 1.5 ay sonra hazır olacağı ifade edilmiştir.
-Her çalışan / özel güvenlik şirketi için bir özel alan oluşturulması ve kendilerinin bu alana girip kendi bilgilerine ulaşabilme imkanına sahip olmaları hususu belirtilmiştir.
-Tesis edilecek sistemin orta vadede mobil uygulamaya imkan verme imkanının olması ihtiyacına işaret edilmiştir.
-Özel güvenlik görevlilerinin eğitimleri ile şirketlerin hızlı bir şekilde bilgilendirilmesinin de bu uygulama üzerinden yapılabilme imkanını olması ihtiyacı belirlenmiştir.
-Jandarma Genel Komutanlığının da bu sisteme dahil edilmesi ihtiyacı belirtilmiştir.
-Eski data bilgilerinin temizlenerek sisteme aktarılması ile bilgilerin 5 yılda bir yenilemesi sağlanacaktır.
-15 Ağustos – 1 Eylül 2015 tarihlerinde mevcut özel güvenlik görevlisi çalışanları yeni kimlik almak için başvuracakları dikkate alınarak bu hususun mevcut bilgilerin yenilenmesi için bir fırsat olduğu belirtilmiştir.
-Program modüler olmalı ve süreç akışına paralel bir iş akışı olmalı tespiti yapılmıştır.
-Başlangıç eğitim kurumları (kursa müracaatların bildirim à sınav ücreti yatırılması à sınav à.....
-Modül bazında test edilmeli ve sonra kullanıma geçmeli – her şey bittikten sonra test edilmemeli hususuna dikkat çekilmiştir.
-Yazılım MERNIS ile uyumlu olmalı konusuna işaret edilmiştir.
Değerlendirmeler:
-Tüm paydaşların (özel güvenlik şirketleri de) ilk aşamada kendi taraflarındaki ihtiyaçları analiz ederek paylaşmaları uygun olacaktır.
-Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı kendi analizi ile paydaş analizleri birleştirilecek şekilde şirket ilgilileri ile ortak bir toplantı düzenlemesi ihtiyacı vardır
-Analizin netleşmesini takiben kritik aşamalar için sorumlu, kaynak ve tarihleri içeren bir proje planının yürürlüğe girmesi uygun mütalaa edilmektedir.
Otomasyon programının sektör için çok yönlü yarar sağlayacağı değerlendirilmektedir; bu bağlamda;
- Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı ve diğer Paydaşlardaki iş yükü azalacak
- Doğru istatistiki bilgilere ulaşım kolaylaşacak bu da karar süreçlerini olumlu yönde etkileyecektir.
ÇALIŞTAY KONU 9 : Özel güvenlik denetimleri
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
Çalışma Grubu üyelerince aşağıda belirtilen konu başlıkları hakkında görüş alışverişinde bulunularak özel güvenlik denetimleri konusunda sektör sorunları gündeme getirilmiştir.
-Denetimlerde farklı illerde farklı uygulamaların olduğu belirtilmiş ve denetimlerde standartların oluşturulması gerektiği ifade edilmiştir.
-Özel güvenlik görevlilerinin sözleşmelerine imza atan işveren yetkilisinin yetki belgesi ve imza sirkülerinin istenmesi konusu gündeme getirilmiştir.
-Sözleşmede belirtilen sayının altında ve ya üstünde özek güvenlik görevlisi istihdam edilmesinin idari uygunsuzluk olarak değerlendirilmesi konusu görüşülmüştür.
-Sözleşme sayısının altında çalışma durumunda hizmet alana emniyet tarafından yapılan bildirim ile ilgili hizmet firmalarının rahatsızlığı,
-Koruma planlarının güncellenmesi ile ilgili yaşanan sıkıntılar,
-Emniyete yapılan sözleşme bildirimlerinde sözleşmenin kendiliğinden uzar ibareli yapılması durumunda da tekrar işlem yapılıyor olması,
-Emniyet tarafından yapılan uyarıların projeye yönelik olması, hatanın ancak projede tekrarlanması durumunda cezalandırılması,
-İller arası personel bildirim farklılıklarının ortadan kaldırılarak standardizasyonun sağlanması,
-İstanbul’da uygulanan elektronik ortamda personel bildirimi uygulamasının soru içeriğinin gözden geçirilerek Türkiye genelinde uygulanması,
-Hizmet alanların ve/veya personelin kendi hatasından/ihmalkarlığından kaynaklı durumlarda cezanın ilgili kuruluşa ve kişinin kendisine yansıtılması,
-Emniyetin CIT operasyonlarına yönelik herhangi bir etkin denetim sistemi olmamasından dolayı bankaların kendi birimlerinde oluşturdukları güvenlik ekipleriyle dış müşteriye hizmet vermeleri,
-Denetim formlarının (örn. Form 4) doldurulurken yoruma açık maddeleri olması,
-Onaylı üniformalarda yer alan sivil takım elbiselerin kullanımı ile ilgili görüş alışverişi,
-Özel güvenlik denetimlerinin yalnız 5188 sayılı kanun kapsamında yapılması, iş kanunu, vergi mevzuatı kapsamında araştırmaların yapılmaması görüşülmüştür.
-Personel ile yapılan iş sözleşmelerinde geçerlilik tarihi ile ilgili zaman zaman emniyet denetimlerinde sorunlar yaşandığı belirtilmiştir.
-Hizmetin başladığı günden itibaren henüz 30 gün dolmadan kolluk kuvvetlerince denetim yapıldığı ve dosya istendiği gündeme getirilmiştir. (İlk denetimin 30 gün sonra yapılması)
-Personel sözleşmesi vb. gizlilik içeren belgelerin projelerde bulundurulmaması,
-Mali mesuliyet sigortalarının düzenlendikten sonra ertesi gün iptal edilmesine yönelik denetim yapılması,
-Denetlemelerin kanunun öngördüğü şekilde yönetmelik kapsamında yapılması ve bu konuda görüş alışverişin bulunulması gündeme getirilmiştir.
ÇALIŞTAY KONU 10 : Alarm izleme merkezi standartları
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
-Alarm izleme merkezi yetkilendirme ve denetleme için standartlarının belirlenmesi,
-Alarm izleme merkezlerinde ki abone adreslerinin güncel tutulması,
-Alarm izleme merkezleri ile polis iletişiminin online/bilgisayar sistemleri üzerinden sağlanması (adres bilgisinin teyidi ve olay sonuç kodu),
-Müşteri adı, soyadı ve adres bilgilerinin emniyet ile fiziki CD’lerle paylaşılmasının zorlukları,
-Alarm izleme merkezleri çalışanlarının özel güvenlik eğitimlerinin ihtiyaca göre uyarlanması.
Alarm izleme merkezi yetkilendirme ve denetleme için standartlarının belirlenmesi:
Değerlendirmeler:
-EGM Özel Güvenlik Hizmetleri Şube Müdürlüğü temsilcileri alarm izleme merkezi denetleme standartları üzerine çalıştıklarını ifade ederek; çeşitli güvenlik firmaları ile temas bulunduklarını belirtmelerine rağmen GÜSOD, GESİDER ve TOBB Özel Güvenlik Hizmetleri Sektör Meclisi gibi sivil toplum kuruluşlarının bu çalışmalardan haberdar olmadığı anlaşıldı.
-Bu konu üzerine çalışmalar yapan özel güvenlik sektörü katılımcıları yaptıkları hazırlıkların temelinde Avrupa’da geliştirilmekte olan standartların olduğunu ifade etmişlerdir. Çoğu Avrupa ülkesi münferiden kendi AİM standardına sahip olmalarına rağmen, son yıllarda Avrupa Birliği Ülkeleri için ortak bir standard oluşturulması çalışmalarının tamamlandığı belirtilmiştir. (EN 50518-1/2/3 – Monitoring and Alarm Receiving Centre),
-Türk Standardları Enstitüsü de (TSE) bu standardı kabul ederek kurum envanterine dahil etmiştir. TSE bu işlemi tesis edip standart ı Türkçe olarak hazırlarken özel güvenlik sektörünün katkısını da almıştır. TS EN 50518-1/2/3 – “görüntüleme ve alarm izleme merkezi” standartları olarak hazırlanan dokümanın raportörlüğü Sinan Karamahmut yapmıştır. 3 bölümden oluşan bu standartlar; sırasıyla, AİM binasının yerleştirme ve yapım özelliklerini, teknik altyapıyı ve operasyon için işlemler ve özelliklerini ele almaktadır.
-Tüm katılımcılar bu standartlara uyumun Türkiye’deki AİM kalitesine önemli katkıda bulunacağını ifade etmişlerdir. Standardın yazılı metni EGM Özel Güvenlik Hizmetleri Şube Müdürlüğüne verilmiştir.
-Özel Güvenlik Daire Başkanlığınca bu konuda bir çalışma başlatacağı ve sonuçları konusunda sektör temsilcileri ile ortak bir çalışma ortamının yaratılacağı ifade edilmiştir.
Öneriler:
-Özel güvenlik sektörü temsilcilerinin ortak görüşü olarak; Avrupa Birliği ülkelerinde benimsenen ve TSE tarafından da kabul edilen bu standartların ülkemizde uygulanması ve bu bağlamda AİM’de zorunlu standartlar olarak kabul görmesinin önemine işaret edilmiştir. AİM kurmak ve işletmek için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne veya Valiliklere başvuran firmaların öncelikle bu standarda yönelik TSE sertifikasını önceden almış olmaları önerilmiştir. Bu konu için yasal düzenleme ihtiyacı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tensiplerine sunulmuştur.
-Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yapılan denetimlerde; bu sertifikanın varlığı ve bilhassa AİM’ lerinin performansını ve devamlığını etkileyen elzem maddeler üzerine kontrol yapması talep edilmiştir.
-EGM Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı Özel Güvenlik Hizmetleri Şube Müdürlüğü, bu alanda ortak bir çalışmanın başlatılmasını ve sonuçların özel güvenlik sektörü ile birlikte değerlendirilmesini uygun bulduklarını ifade etmişlerdir.
Alarm izleme merkezlerindeki abone adreslerinin güncel tutulması:
Değerlendirmeler:
AİM’ lerine bağlı bulunan abonelerin hatalı veya güncellenmemiş adresleri nedeniyle alarm sonrası müdahalelerde polisin olay yerine intikalinde büyük sorun yaşandığı belirtilmiştir.
Öneriler:
-Özel güvenlik sektörü temsilcileri bu konuda sorumluluğunun müşteride olduğunu belirterek; müşteri sözleşmelerinde bu hususa dikkat çekerek adres değişikliğinin abone tarafından bildirilmesini teşvik edebileceklerini belirtmişlerdir.
-Abonelere web tabanlı (online işlem merkezi gibi) ortamlarda da adres güncelleme imkanı yaratarak bu konuya kolaylık getirilmesi önerilmiştir.
-İhbar esnasında AİM operatörünün tam adres bilgisi okuyarak müşteriden teyit alması da bu hataların azalmasında fayda sağladığı belirtilmiştir.
Alarm izleme merkezleri ile polis iletişiminin online/bilgisayar sistemleri üzerinden sağlanması (adres bilgisinin teyidi ve olay sonuç kodu):
Değerlendirmeler:
-İhbar esnasında telefon yoluyla sözlü olarak iletilen adres bilgilerinde olası yanlışlıkları azaltmak amacına yönelik olarak alarm izleme merkezleri ile polis iletişiminin web üzerinden metin halinde online yapılmasının fayda sağlayacağı ifade edilmiştir.
-Müdahale sonrasında ulaşılan sonucun ve ilgili raporun AİM’ ne emniyet birimleri tarafından aktarılmadığı ve AİM sonucu ancak müşterisini daha sonra arayarak şifahen öğrendiği belirtilmiştir. Her bir sonuç kodunun emniyet tarafından ilgili AİM’ ye iletilmesinin bilhassa asılsız alarmların azaltılmasında fayda sağlayacağı ifade edilmiştir.
Öneriler:
-Alarm izleme merkezleri ile polis iletişiminin online/bilgisayar sistemleri üzerinden sağlanması önerilmiştir. Polis’in kurmayı planladığı otomasyon sisteminin bu konuya çözüm olabileceği belirtilmiştir.
-Yeni kurulmakta olan ortak 112 ihbar hattına AİM’ lerinin entegre edilmesi de önerilmiştir.
Müşteri adı, soyadı ve adres bilgilerinin emniyet ile fiziki CD’lerle paylaşılmasının zorlukları:
Değerlendirmeler:
Alarm izleme merkezleri her ay eklenen abonelerinin adı, soyadı ve adres bilgilerini il bazında CD’lere yükleme yapılarak fiziki olarak emniyet birimlerine ulaştırmak zorundadır. Bu hususun yeni bir uygulama ile bu polis ve jandarma olacak şekilde ayrı ayrı yapılmasının da talep edildiği ifade edilmiştir. Bu bağlamda halihazırda toplam 162 CD’nin her ay oluşturulmasının zorlukları ve ticari değeri olan bu bilgilerin nakli ile ilgili endişeler belirtilmiş ve bu bilgilerin web tabanlı online aktarma imkanı konusu özel güvenlik sektörü temsilcileri tarafından talep edilmiştir.
Öneriler:
Polis’in kurmayı planladığı otomasyon sistemi içinde bu konunun çözümlenmesi önerilmiştir.
Alarm izleme merkezleri çalışanlarının özel güvenlik eğitimlerinin ihtiyaca göre uyarlanması:
Değerlendirmeler:
AİM çalışanlarının yeterlilikleri kapsamında aldıkları özel güvenlik eğitimlerinin ihtiyacı karşılamadığı dile getirilmiştir.
Öneriler:
Bu alanda çalışanların eğitimleri konusunda bir çalışma başlatıldığı ifade edilerek alan eğitimleri kapsamında sorunların çözüme kavuşturulmasının hedeflendiği belirtilmiştir.
ÇALIŞTAY KONU 11 : Para ve kıymetli eşya taşıma faaliyetleri (CIT)
Görüşülen konular/değerlendirmeler:
Çalışma grubu aşağıda belirtilen dört ana konu üzerinde çalışmalarını gerçekleştirmiş ve çözüm önerilerini belirlemiştir.
-Soygun/gasp ve silahlı saldırılarda, kolluk kuvvetleri ile işbirliği usul ve yöntemlerinin belirlenmesi
-CIT araçlarına trafik şube müdürlüklerinin desteği ile ATM, banka ve AVM ’ler de bekleme ve güvenli alanlarda park etme imkânı
-Soygun/gasp ve zimmet suçuna karışan CIT şirketi personeli için ağırlaştırıcı ceza düzenlemesi
-Bankaların güvenlik birimleri ile diğer bankalara ve kurumsal müşterilere ait para ve kıymetli mal taşıma hizmetlerini yasaya aykırı şekilde icra etmesi
Konu No 1:
Soygun/gasp ve silahlı saldırılarda, kolluk kuvvetleri ile işbirliği usul ve yöntemlerinin belirlenmesi
Tespitler, değerlendirmeler:
- Para ve değerli eşya taşıma iş koluna yapılan saldırılar son yıllarda artış göstermektedir.
- Tüm ülkelerde soygunlar incelendiğinde basit soygunlardan sonra sırasıyla; PTT soygunları, mağaza soygunları, kuyumcu soygunları, banka soygunları ve sonunda para ve değerli eşya taşıma iş kolu soygun hedefi haline gelerek CIT araç soygunları görülmektedir.
- Para ve değerli eşya taşıma iş kolunun suç şebekelerinin hedef listesine girdiği anlaşılmaktadır.
- Para ve değerli eşya taşıma iş kolunun kayıpları sigortalı denerek geçiştirilemez. Sigorta maliyetinin yönetimi açısından alınan muafiyetler ve riskler nedeniyle doğrudan Para ve değerli eşya taşıma şirketlerinin zararlarıdır ve çalınan paralar milli servettir.
- Soygunlarda suç örgütlerinin eline geçen yüksek tutarlar ülke için ciddi tehditler yaratabilir.
- Bu soygunlar üç yerde gerçekleşmektedir; kaldırım riskleri, zırhlı araç riskleri, şube riskleri.
- Avrupa ülkelerine para ve değerli eşya taşıma iş kolu riskleri yükseldiğinde pek çok önlem alınmaktadır. İngiltere örneğine bakıldığında en etkin mücadele şekli CIT şirketleri ile kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliği, koordinasyon, ortak çalışma kültürünün geliştirilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İngiltere ’de Londra, Manchester gibi CIT soygunlarının yüksek olduğu şehirlerde sadece CIT ve banka soygunlarında uzmanlaşmış ani reaksiyon gösteren emniyet birimleri vardır.
- Bu sayede İngiltere’de CIT soygunlarının sayınında %75’e varan azalma sağlanmıştır.
Öneriler:
- Özel Güvenlik Dairesi Başkalığı vasıtasıyla Asayiş Dairesi Başkanlığı ile konunun ortak ele alınması ve benzer örneklerdeki organizasyon, kurul, çalışma grubu, görev kuvveti gibi oluşumlara doğru adımlar atılması yerinde olacaktır.
- Yalnızca soygun/gasp, silahlı saldırılarda değil, hırsızlık, oto hırsızlık, kapkaç, yankesicilik dolandırıcılık, zimmet, işyerinden hırsızlık, güveni kötüye kullanma olduğuna bakılmaksızın CIT olaylarının hepsine tek uzman büronun bakması yararlı olacaktır.
- Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) bünyesinde CIT çalışma grubunun altında risk alt komitesi kurulmalıdır. GÜSOD ve asayiş birimleri arasında işin anlaşılması, iletişim, önleyici tedbirler, ekiplerin eğitimi konuları ele alınabilir.
- Kayıplara ilişkin 3 yıllık istatistik hazırlanmalıdır. Vaka sayısı, parasal tutarı ESTA rapor formatında hazırlanarak Asayiş Dairesi Başkanlığı ile paylaşılmalıdır.
- Çalışmalara ve eğitimlere Emniyet Genel Müdürlüğü’nün başka dairelerden de katılım ihtiyacının olabileceği değerlendirilmektedir.
Konu No 2:
CIT araçlarına trafik şube müdürlüklerinin desteği ile ATM, banka ve AVM ’ler de bekleme ve güvenli alanlarda park etme imkânı
Tespitler, değerlendirmeler:
- Zırhlı araçlara görev gereği park kolaylığı sağlamaya yönelik ilk emir yazıyı; Emniyet Genel Müdürlüğü 03.07.2007 tarihinde B.05.1.EGM.0.11.08.01/4690-116525 sayılı emir yazı yayınlamıştır.
- Daha sonra Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı 2012 yılında ‘’Birleştirilmiş Genelge’’ Madde 16’da Para ve Değerli Eşya Nakli başlığında CIT araçlarına park etme imkânı sağlayan maddeyi yeniden yayınlanmıştır.
- Madde 16 metni aşağıdaki gibidir.
- “Nakillerde kullanılan zırhlı araçların, nakli yapılan kıymetin teslim edileceği/teslim alınacağı ilgili yerin önünde trafik akışını zafiyete uğratmayacak şekilde makul bir süre (5-10 dakika) duraklama yapmasına müsaade edilecektir.”
- Banka şubeleri ve ATM’ler araç ve insan trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerde olduğu için yakın noktalarda park etme imkânı bulunmamaktadır.
- Caddeye park edilme imkânı olmadığı yerlerde kaldırıma çıkılma zorunda kalınmaktadır.
- Banka şubesi önlerinde birinci sıra park yerlerinin tamamı dolu olmaktadır.
- Müsaade edilen makul süre 5-10 dakika yeterli olmamakta, 15-20 dakika kalınmaktadır.
- Konu tüm trafik polisleri tarafından bilinmeyebilmektedir.
- Mevzuatın hatırlatılmasına rağmen trafik polisleri ceza işlemi yapmaktadır.
- AVM önlerinde park yeri tahsis edilmemektedir.
- AVM önlerine park edilen zırhlı araçlar içindeki kıymetle beraber yediemin parkına çektirilmektedir.
- Zırhlı araçlar müşteri otoparkına girmek zorunda bırakılmakta, orada da genellikle en alt veya en üst katlarda karanlık ve kamerasız park yerlerine gidilmek zorunda kalınmaktadır.
Öneriler:
- Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı’nın yapacağı genelge değişikliğini takiben CIT zırhlı araçlarına ‘‘Görevlidir, 15 dakika park etmeye izinlidir” tanıtım kartı verilmesinin sorunlara çözüm sağlayacağı değerlendirilmektedir.
- AVM yönetimlerine yazı yazarak zırhlı araçlara yer tahsis edilmesinin mümkün olmayacağı belirlenmelidir. GÜSOD vasıtasıyla konunun Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği gibi sivil toplum kuruluşları ile çözüme ulaştırılması uygun olacaktır.
Konu No 3:
Soygun/gasp ve zimmet suçuna karışan CIT şirketi personeli için ağırlaştırıcı ceza düzenlemesi;
Tespitler, değerlendirmeler:
- Para ve değerli eşya taşımacılığı yapan özel güvenlik şirketleri dış ve iç soygun ve hırsızlıklara maruz kalmaktadır.
- Şirket çalışanlarının soygun ve hırsızlıklara karışması halinde, çalışan 5188 sayılı yasaya tabi özel güvenlik görevlileri ise zimmet suçundan iddianame ve cezalandırma ile karşılaşmakta ancak 5188 sayılı yasaya tabi özel güvenlik görevlileri değil ise çok daha az ceza söz konusu olmaktadır.
- Oysa 27 Haziran 2013 tarih ve 28690 sayılı resmi gazetede yayımlanan “6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanuna” baktığımızda, çok daha düşük tutarlarla uğraşan kuruluşlara çok ağır cezalar öngörülmüştür. Şöyle ki;
- Kanunun “Zimmet” suçu cezasını düzenleyen 36ncı maddesi aşağıdaki hükmü amirdir;
- Zimmet
- Madde 36 –
- (1) Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para ve para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren bu Kanun kapsamındaki sistem işleticisi, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu ortakları, yönetim kurulu başkan ve üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, altı yıldan on iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacakları gibi ilgili kuruluşun uğradığı zararı tazmine mahkûm edilir.
- (2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının miktarı ilgili kuruluşun uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece resen ödettirilmesine hükmolunur.
- (3) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir. Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.
- (4) Zimmet suçunun konusunu oluşturan para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.
- Bu kanun maddesinden de görüldüğü üzere, yaptığı işe istinaden şirket çalışanlarının tamamının özel bir kanunla düzenlenen maddeye istinaden cezalandırılması mümkün olabilmektedir.
- Dolaşımda bulunan para yaklaşık 85 milyar TL’dir. Bu paranın yaklaşık yarısı para ve değerli eşya taşıyan zırhlı araçlarla her gün yollarda taşınmaktadır.
- Para ve değerli eşya taşıyan zırhlı araçlarla her gün taşınan tutara karşılık 6493 sayılı kanuna tabi kuruluşların elinde bulunacak paralar kıyas dahi kabul etmeyecek seviyede olduğu halde bu kanunda zimmet suçu ve cezası kişi ayırmaksızın özel olarak belirlenmiştir. Bu nedenle 5188 sayılı kanun kapsamında para ve değerli eşya taşıyan şirketlerin çalışanları için de özel güvenlik görevlisi olsun veya olmasın 6493 sayılı kanunun 36ncı maddesine benzer bir düzenleme yapılması mümkün görülmektedir.
Öneriler:
- 5188 sayılı kanunda değişikliğe gidilerek 6493 sayılı kanunun 36ncı maddesine benzer bir düzenleme yapılması,
- Konunun GÜSOD tarafından da yapılacak girişimlerle gündemde tutulması uygun mütalaa edilmiştir.
Konu No 4:
Bankaların güvenlik birimleri ile diğer bankalara ve kurumsal müşterilere ait para ve kıymetli mal taşıma hizmetlerini yasaya aykırı şekilde icra etmesi
Tespitler, değerlendirmeler:
- Bankalar CIT araçları perakende mağazalarına nakit toplama hizmeti vermektedir.
- Ayrıca bazı bankalar CIT araçları ile diğer bankalara CIT hizmeti vermektedir.
- Bazı bankalar muhabir bankalarına CIT araçları ile CIT hizmeti vermektedir.
- Bu hizmetler 5188 sayılı özel güvenlik kanununa göre ve Bankacılık Kanununa aykırıdır.
- Özel güvenlik görevlilerine yönelik denetim faaliyetleri ile bu aykırılıkların tespiti mümkündür.
Öneriler:
Özel Güvenlik Denetleme Dairesi Başkanlığı’nın bankaların özel güvenlik birimlerine yaptığı denetimler sırasında bu hususun tespiti ve cezai işlem uygulanması mümkün görülmektedir. Bu konunun Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından açıklığa kavuşturulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.